Ahmet Taner Kışlalı, Cumhuriyeti aydınlatan kişilik, devrimci, Atatürk ilkelerine bağlı bir öğretmendi. Saygıyla anıyor ve unutmuyoruz.
Sosyal Demokrasiyi, Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti’ni, Bağımsız Yargı’yı, Temel İnsan Hak ve Özgürlükleri’ni savunurken; Atatürkçülüğünü, “Kemalizm, geçmişin bekçiliği değil, geleceğin öncülüğüdür” diyerek dile getiriyordu. (Bugünlerde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk isimleri üzerinden yapılan anlamsız ayrıştırmayı görünce… ) Ahmet Taner Kışlalı, Demokrasi Şehitlerimizden biridir. Ölümünden sonra 1999 Sertel Demokrasi Ödülü'ne layık görülmüştür.
Bir sabah, 21 Ekim 1999 günü sabahı. Cumhuriyet gazetesine yazdığı son yazısını fakslar ve evinden çıkar. Dalgın olmalı ki, arabasının üstünde sileceklerle kaput arasına sıkıştırılmış paketi hiç düşünmeden eline alıp, binmek üzere arabasının kapısını açar. Sol elindeki poşet bombadır. Patlar. Sol kolu kopan Kışlalı site bekçisi tarafından hastaneye yetiştirilir. Bir saat sonra kalp atışı durur, bilinci kapanır. Ebediyete intikal eder.
Öğretmen bir annenin oğludur. Babası Hüsnü bey, Ziraat Bankası’nda veznedardır. Hüsnü Kilis Kemaliye İlkokulu öğretmeni Lütfiye Hanım oğlunu Cumhuriyet çocuğu olarak yetiştirir. 1951 yılında Kilis Kemaliye İlkokulu ve ardından Kilis Ortaokulu’ndan mezun olur. İstanbul’a Kabataş Erkek Lisesi’ne gönderilir. Ahmet Taner Kışlalı 1957 yılında bitirdiği liseden sonra artık Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisidir.
Okurken boş durmaz. Yeni Gün'de spor muhabirliği, 1962-1963 yıllarıysa aynı gazetede yazı işleri müdürlüğü yapar. Doktorasını, Paris Üniversitesi’nde Anayasa hukuku ve siyaset bilimi dalında Modern Türkiye'de Siyasi Güçler başlıklı doktorasını gerçekleştirir. 1968’de Fransa'da Nicole (Nilgün Kışlalı) ile tanışır ve evlenirler. Altınay ve Dolunay isimli kızları evliliklerinin mucizesidir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyeliği, askerlik sonrası Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde 1972 yılında aldığı doçentlik, 1971-1977 yılları arasında Yankı Dergisi'nde yazdığı yazılar… Bu yazılar CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in dikkatini çekince 1977 yılında CHP’den İzmir Milletvekili olur.
Yıl 1978’dir. Ahmet Taner Kışlalı Bülent Ecevit hükümeti Kültür Bakanıdır. 5 Ocak 1978-12 Kasım 1979 tarihleri arasında Türkiye Kültür Bakanı görevini başarıyla sürdürür. Ulusal Kültür dergisini yayımlatır. 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde Siyaset Bilimi dersleri vermeye başlar. Yıl 1988, Ahmet Taner Kışlalı profesördür.
1991 yılı sonlarına doğru Cumhuriyet Gazetesi ‘’Haftaya Bakış’’ köşesini yazmaya başlar. 1995’de yaşam acımasız yüzünü Kışlalı ailesine döner. Antalya yolunda birlikte geçirdikleri trafik kazasında eşi Nilgün’ü kaybeder.
6 yıl sonra 1997’de ikinci evliliğini yapar. Kızı Nihan Nur dünyaya gelir.
Ölümünden bir gün önce bir gazete kendisi hakkında haber yaparak üzerine çarpı atılmış fotoğrafını manşetten verir.
Laik Cumhuriyet’e karşı yapılan 1970 yılı sonuna doğru baş gösteren cinayetlerle birçok değerli Türk bilim ve ilim insanımızı kaybettik. 1990 itibariyle yeniden hortlayan gerici görüşle 1990’da Prof. Dr. Muammer Aksoy, Çetin Emeç,Turan Dursun, Doç. Dr. Bahriye Üçok’u; sonrasında Uğur Mumcu, Ali Günday, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu’nu cinayetler sonucu katledildiler.
Çünkü, hepsi Türkiye’yi, İslam Alemi’ndeki ilk ve tek Demokratik ve Laik Cumhuriyet yapan, ülkeye çağ atlatan Atatürk’ün söylem ve eylemlerini geleceğe taşıyorlardı. Sözleri, eylemleri, işleriyle Laik Cumhuriyet’in öncü takımıydılar. Cumhuriyet’in yolunu aydınlatıyorlardı.
Ahmet Taner Kışlalı çok güzel söyler. Der ki; ‘’ Laiklik toplum ve devlet düzeninin akla ve bilime dayalı olmasıdır. Din-devlet ayrımı ya da din ve vicdan özgürlüğü bu bütünün birer parçasıdır. Laikliğin ortaya çıkışını zorunlu kılan iki temel neden var. Birincisi; farklı inançtan insanların barış içinde bir arada yaşamalarını sağlamak. İkincisi; değişen koşullara aklın ve bilimin ışığında çözüm arama yolunu açık tutmaktır.’’
Demokrasi şehitlerimizin canlarıyla döşenen Laik Cumhuriyetimizin yolunda, çağdaş bir Türkiye oluşturmak için değerlerimize, Atatürk Devrim ve İlkelerine daha büyük bir inançla sarıldık, sahip çıkıyoruz.
Harika Ören
23 Ekim 2020
|