Cumhuriyetimizin ilanının 97. Yılını kutluyoruz.
Geriye, yıl 1920, günlerden 23 Nisan’a dönelim. Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu müjdelenir. Meclisin Kurtuluş Savaşı'nı yönetmede ki başarısı Türk Devleti'nin kuruluşuna hız katar.
Ulu Önder Atatürk 24 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına seçilir. 1 Kasım 1922 de saltanat kaldırılır. Osmanlı İmparatorluğuyla bağlar koparılır.
13 Ağustos 1923 Mustafa Kemal yeniden TBMM’ne başkan seçilir. 13 Ekim’de artık başkent Ankara’dır.
Lozan’ın ardından TBMM’de devletin niteliği tartışılma konusu olmuştur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’ne bir başbakan gerekiyor bunun için adayların yeterli oy alamaması krize neden olmaktadır. İstikrarsız durum idarede güçlük yaratmaktadır. Mustafa Kemal, hükümetin istifa ile karşı karşıya kaldığını görünce arkadaşlarıyla toplanır. İsmet İnönü, Kazım Paşa, Ruşen Eşref beyin de aralarında bulunduğu o akşam Mustafa Kemal tok, inandırıcı gür bir sesle ‘’Arkadaşlar yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz’’ der. ‘’Ya ölüm, ya istiklal!’’ ilkesiyle; tarihin en şanlı zaferini, Kurtuluş Savaşını kazanan yeni Türk Devleti’ne temel kuruluş yolunu işaret eder. O gece İnönü ile kanun taslağını birlikte hazırlarlar.
Ertesi gün TMMM gurup toplantısında söz alan Mustafa Kemal ‘’Anayasanın bazı maddeleri değiştirilmelidir’’ diyerek hazırlanan tasarıyı okutturur. Tasarıda ‘’Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır. Türkiye Devleti’nin hükümet şekli, Cumhuriyettir.’’Yazmaktadır.
Şair Mehmet Emin milletvekillerini ‘’Yaşasın Cumhuriyet!’’ diye bağırmaya davet eder. Ayağa kalkan milletvekilleri üç defa ‘’YAŞASIN CUMHURİYET!’’ diye bağırırlar.
O gün, 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet ilan edilir.
30 Ekim’de devam eden toplantıda Ankara Milletvekili Gazi Mustafa Kemal Paşa, gizli oylamayla 158 milletvekilinin oy birliğiyle Türkiye Cumhuriyet'inin ilk Cumhurbaşkanı olur.
Gazi Mustafa Kemal milletvekillerine ''......Daima, muhterem arkadaşlarımın ellerine çok samimi ve sıkı bir surette yapışarak, onların şahıslarından kendimi bir an bile uzak görmeyerek çalışacağım. Milletin sevgisini daima dayanak noktası sayarak hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır! '' Diyerek, kürsüden teşekkür eder.
Hemen ardından Türk Milletinin medeni şekilde ilerlemesini sağlayacak yeni gelişmeler; siyasi, hukuki, eğitim, kültür ve toplumsal hayatın düzenlenmesi adına yapılan devrimlerle kökten ilerici bir düşüncenin tohumları atılmaya başlanır.
Bilinmelidir ki ''Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir ‘’ diyen Atatürk’ün İlkeleri Türkiye'nin gerçeklerinden doğmuş bir düşünce sistemi sonucudur. Evlatlarının kanlarını, canlarını vatanlarına bağışlamış anaların, şehitlerimizin, gazilerimizin tarihe damga vuran, tarihi gelişimin ürünüdür. Hür düşünceyi temsil eden, hürriyet ve demokrasi anlayışıdır. Atatürk ilke ve inkılaplarına sahip olmak; modern toplum hayatı yaşamak demektir.
Mustafa Kemal Atatürk der ki: ''Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.(1924) Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir. (1933) Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. (1925)
Dünyanın ‘’En Büyük Önder’’ kabul ederek saygıyla andığı, birçok ülkede büstlerine yer verilerek yedi cihanda saygı gören Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde, gururla yürüyoruz.
''Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir '' cümlesini şehit kanlarıyla toprağına ilmek ilmek işleyen Atatürk Türkiyesinin; İstiklal savaşında canla başla savaşmış, kahraman erkek-kadınların kızları, oğulları, torunları olmanın gururunu, bayramımızı birlikte; el ele, gönül gönüle kutlamanın onurunu taşıyoruz.
Cumhuriyet ateşi sönmez!
Yaşasın Cumhuriyet! 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Harika Ören 28 Ekim 2020
|