20 Kasım’da Dünya Çocuk Hakları Günü idi. Kutlu olsun diyemeyeceğim. Dilim varmıyor.
Savaşlar ve terörizm sürüyor. Okullar basılıyor, yakılıyor. İnsanlar kin kusarken bebe- çocuk ayırt edilmiyor. Bombalar patlıyor. Acımasızca siviller, çocuklar öldürülüyor. Açlık, yoksulluk Pakistan, Afganistan, Irak ve Gazze, Libya'da, küçük bedenlerin parçalanmış, çaresiz bedenlerinden Dünya’ya yansıyor. Göçmen botlarından suya gömülen cansız bebelerin haberleri ekranları dolduruyor. Canavarca duygularla çocuklar, şiddet, mobing (psikolojik şiddet) cinsel istismar, sağlıksız beslenme ve eğitimsizlik, suça itme sorunlarıyla karşı karşıyalar.
Doğal afetlerle boğuşurken, 2020 itibariyle Covid-19, Pandemi insanları pençesine alıyor. Kitle ölümleriyle Dünyayı kasıp kavuruyor. Sağlık savaşı yaşıyoruz. Sağlık sistemi alarm veriyor, Eğitim sistemi zorda, yasaklarla yaşamak zorundayız.
Türkiye'de Çocuk Hakları konusunda sağlık ve eğitim alanında, Sağlık Bakanlığı öncülüğünde önemli adımlar atılmıştır. Engelliler yasasının uygulanması, 0-18 yaş çocuklarının sağlık güvenceleri, aşı, kız çocuklarının okula gönderilmesi, beslenme ve sağlıklı yaşatma alanlarında hızlı gelişmeler görmekteysek de bu konuda emekleme döneminde olduğumuz açıktır.
Türkiye Anayasaları 1921 yılı itibariyle çocukların bakım ve korunmalarına odaklanmıştır ama BM İnsani gelişmişlik Endeksi’nde, 187 ülke arasında 92. sıradayız. Sağlık, eğitim ve sosyal harcamalarda dünya ortalamasının altında yer alan ülkemizde Çocuk Hakları’nın netlik kazanacağı yeni bir Anayasa'nın oluşturulması ve hayata geçirilmesi şarttır.
Şehir çocuklarının sorunları giderilemezken, köy çocuklarının durumu daha da vahimdir. Çocuk anneler ve çocuk gelinler sorunu hala ortadadır. Adli makamlara yansımayan, aile içi ensest hala varlığını sürdürürken, okula gönderilmeyen, olumsuz şartlardan dolayı eğitim, öğretim alamayan çocuklar vardır.
Sokakta yaşayan çocuk sayısı 20 bin kadar ve sokaklardan toplanamayan çocuklarımızın bir kısmı hırsızlık, adam öldürme suçlarından gözetimde; bir kısmı da madde bağımlılığıyla boğuşmakta, organ mafyasının elinde telef olmaktadır.
İşçi çocuklarımız vardır. Son derece ilkel şartlarda, yok pahasına çalıştırılan, haklarını alamayan… Cezaevlerinde tutuklu kadının çocuğunun, hapishane ortamında büyümek zorunda kalması, ayıbımızdır. Islah evlerinde çocuklar şiddetle baş edemeden ruh sağlıklarını kaybediyorlar.
Pandemi döneminde öğrenim gören çocuklarımız, alınan son önlemlerle evden internetle eğitim sistemine bağlanıyorlar. Bilgisayarı, interneti olmayan on binlerce çocuğumuz var. Bu konu hükümet tarafından acilen masaya yatırılmalı ve çözümlenmelidir. Aile ve Çocuk Koruma Hizmetleri yaygınlaştırılmalı, aile içi çocuk hizmetleri öncelik kazanmalı, anne-babaya eğitim verilmelidir. Çocuğun birey olduğu kabullenilmeli, gelecekte aydınlık bir Türkiye amaçlıyorsak; bu hizmetler için ortam ve ödenek hazırlanmalı, süratle hayata geçirilmelidir.
Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı’yla paralel yürüyen Türkiye’nin uluslar arası eğitimde dünyaya açılan kapısı olarak lanse edilen Türkiye Maarif Vakfı’nın bütçeden ayrılan ödeneğinin bir kısmının ülke içindeki çocuklara aktarılması sağlanmalıdır. Çünkü Türkiye yurtiçi eğitim sorununu düzene oturtmamışken, yukarıda belirttiğim eksikler giderilmezken, bu vakfa tahsis edilen ödeneğin dış ülke çocuklarına harcanması ülkemdeki yetimin, öksüzün hakkını yemektir.
Çocuklarımız hepimizindir. Çok çocuk değil, sağlıklı, örnek, eğitimli, çağdaş çocuk yetiştirmek önemlidir. Çocuklarımızın, özgüvenini kırmayalım, hırpalamayalım ve gereksiz ağlatmayalım. Dinleyelim. Örseleyip, itip kakmayalım. Dokunulmasını istemediği yerlerine dokunmayalım ve kendimize dokunmaya zorlamayalım.
Anlayalım. Duygusal gereksinmelerini önemseyelim. Bilinçlendirelim. Pornografik malzemeye veya davranışa maruz kalmasını önleyelim. Temiz bakalım, gereksinmelerini karşılayalım. Eğitim zamanlarını önemlidir. Başka işler yaptırarak göz ardı etmeyelim. Okulda aşağılanması, taciz edilmesi veya kendisine vurulması durumunda öğretmeniyle temasa geçerek, el ele problemi çözelim. Sağlığını gözleyelim. Gereğinde Tıbbi yardım alalım. Zarar görebileceği alanlarda ve durumlarda bulunmaması için denetim altında tutalım. Gereğinde engelleyelim.
Çocuklarımız geleceğimizdir. Ülke geleceğini, Türkiye'sini oluşturacak bireylerdir. Bu açıdan bakınca çocuk yapmak işin en kolay tarafıdır. Önce bireysel sonra toplumsal olarak hakkıyla çocuk yetiştirmek bir sanattır. Eğitim sistemimize Aile Birliği, Görgü Kuralları, Toplum Psikolojisi derslerini acilen ekleyelim.
Dünya Çocuk Hakları gününde, konuşalım, tartışalım. Çocuklarımız için ülkemizi çağdaş medeniyetler seviyesine taşıyacak gerekli düzenlemeleri hayata geçirelim. Çocuklarımızın yolunu aydınlatalım ki ülkemizin yolu aydınlansın.
|