Eğitim-öğretim döneminin ilk yarısı bitti. Bu ne tatil beklentisi ne de karne heyecanı var. Başarının karşısında kocaman bir soru işareti var.
Covid-19 salgınıyla altüst olan yaşantımız, eğitim ve öğrenim hayatını da karma karışık bir bilmece haline getirdi. Öğrencilerin, okul başarıları neye göre, nasıl, hangi ölçü ele alınarak değerlendirilecek? Başarı kavramı öğrencilerin yaşamlarında önemli bir rol oynuyor ama eşit şartlarda eğitim görme imkanına sahip olmayan çocuklarımızı, derse katılımlarına göre notlayamazsınız. Evde eğitimin başarısızlığının nedeni sadece öğrencinin üstüne yıkılabilir mi? Elbette yıkılamaz.
Karne notları düşük olan öğrencinin tüm alanlarda zayıf-başarısız olduğu söylenemez. Ailelerin karne notları üzerinden, çocuğa karşı olumsuz tutum içerisinde olmaları, çocukların kendilik algılarını olumsuz etkileyerek psikolojik sorunlara yol açabilir. Okul başarısızlığının nedeni sadece öğrenci değildir. Okul başarısızlığının çok yönlü ve farklı nedenleri olduğu bilinmektedir.
Bu konunun o kadar çok yönü var ki… Nerden başlasam bilemedim.
Bir kere çocuğun gerçek yeteneğiyle okul başarısı arasında farklılık olabilir. Her ne kadar akademik başarının göstergesi karne olsa da (ders notları ortalaması-devamsızlık durumu)bir çocuğu başarılı ya da başarısız olarak etiketlemek için yeterli değildir.
İkincisi hal ve hareketleri-arkadaşları ve öğretmenleriyle ilişkileri- paylaşma- yardımlaşma gibi yetileri; yaşam şartları ve ailevi durumu da göz önüne alınmalıdır. Öğrencinin gerçek yeteneği ile okuldaki başarısı arasında görülebilecek farklılıkları görmezden gelemeyiz. Bu insanı konuların üzerine özel okullar dışında duruluyor mu?
Üçüncüsü, özel bir zaman diliminden geçiyoruz. Salgın sürecinde yürütülen evden eğitim; bilgisayarı, interneti olmayan; birkaç çocuğu birden evden eğitim gören ailedeki internete ulaşılabilen alet sayısı; internete erişim için gerekli nakit ödeme güçlüğü; her çocuğun evinde özel bir odaya sahip olmaması; köylerimizde internet yokluğu ki varsa bile ancak belirli noktalarda çekiyor olması çok büyük eksikler olarak; Milli Eğitim Sistemimize darbe vurdu.
Başarı; İstenen sonuca ulaşma, güdülen amaca erişme, istenileni elde etme olarak geniş bir anlam içerirken; okul başarısı öğrencinin bir akademik programdaki derslerden aldığı notların ya da puanların ortalaması olarak düşünülemez. Kötü karne çocuğu tüm alanlarda başarısız yapmaz.
Bireysel faktörlerden çocuğun doğuştan var olan yetenekleri, zekası, fiziksel ve bedensel özellikleri, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, öğrenme güçlüğü gibi nörolojik sorunları, duygusal ve psikolojik sorunların varlığı, çocuğun kişilik özellikleri vb. durumlar; karne notunun düşük gelmesine neden olan faktörlerin başında gelmektedir.
Eğitim ve öğretim ortamından kaynaklanan faktörler ise; çocuğun bulunduğu okul ve öğretmen özellikleri, okuldaki eğitimin kalitesi ve niteliği, çocuğun öğretmene ve derse yönelik tutumlarıdır. Çocuğun içinde bulunduğu arkadaş grubu ve arkadaşlık ilişkileri de okul başarısını etkilemektedir. Aileden kaynaklanan faktörler ise; çocuğun içinde bulunduğu aile özellikleri, aile yaşantısı ve aile ilişkileridir.
Peki, ne yapalım? Öğrencinin olumlu yönlerini ve yetilerini ortaya çıkararak, geliştirmesine yardımcı olunmalıdır. Çocuğun düşüncelerine saygı gösterilmeli, düşüncelerini ifade etmesine fırsat verilmeli ve bu yönde desteklenmelidir. Öğrencinin duygusal yönden desteklenmesi, ihtiyaçlarının karşılanması olumlu kendilik algısı geliştirmesine böylece okul başarısının artmasına da yardımcı olur. Ailenin olumlu sözel ifadeler kullanması, öğrencinin okula ve derslerine motivasyonunu artmasına yardımcı olur. Çocuğun oyun, eğlenme gibi sevdiği etkinliklere de zaman ayırarak aynı zamanda ödevlerini yapmaya elverişli ortam hazırlamalıdır. Çocuğun kendisi için program oluşturmasına destek olunmalı ve programa uyması takip edilmelidir.
Böylece, okul başarısızlığına neden olan tüm bu faktörlerin göz önünde bulundurularak sorunun nedeni anlaşılmalıdır. Başarısızlığına neden olan tüm faktörler göz önünde bulundurularak, gerekli tedbirlerin alınması sağlanmalıdır.
Türkiye Cumhuriyet’inin tüm çocuklarına eğitimde eşit haklar tanınmalı, eğitime ulaşım, bilgiye kavuşum yolu ACİLEN açılmalıdır. Ülkenin gelişimi bilgiyle kuşatılan gençliğin elinde olacaktır. Aksi halde gençlerimiz çözümü yurt dışında ararlar
|