Babalar Günü ülkemizde 1962 yılından beri kutlanıyor. Milli ve dini bayramlarınızın dışında Batı Dünyası’ndan ülkemize gelen değerli geleneksel günlerden biridir. Baba çocuk için sevgiyle sarılacak, yolundan yürünecek, sevgisine muhtaç; kucağı ihtiyaç , şevkatine tutunulacak, yolu gözlenen kocaman bir kavramdır. Baba bu…Kızgınlığında titreten, okşadığında gevşeten, sorgusuzca ardına düşülen, tecrübelerinden yararlanılacak, hayat hikayeleri göz kırpmadan dinlenecek bir güçtür.
Ülkemizde Türk Kadınlar Birliği’nin girişimiyle her yıl Mayıs Ayı’nın ikinci Pazar Günü ‘’Anneler Günü’’ olarak kutlanır. Amerikalı Jarvis 1906 yılının 9 Mayıs günü annesini kaybeder ve ertesi yıl aynı gün annesinin mezarı başında bir anma töreni düzenler. Annesinin mezarına çiçek koyarken ‘’ Dünya çocuklarının annelerine belirli bir günde armağan vermelerinin, değerli olduklarını hoş bir jest ile hatırlatmanın gerekliliğini’’söyler. Gazete, dergi, radyo ve televizyonlar aracılığıyla mahalleden, şehre, eyalete ve Amerika’ya yayılan bu kutlama günü sonunda tüm dünyada kabul gören bir kutlama gününe dönüşür.
Bir kız çocuğunun annesine verdiği değerden yola çıkan bu davranış; İkinci Dünya Savaşı sonrası, 1939-1945 yılları arasında Almanların Londra’ya yaptıkları hava saldırısında babasını kaybeden İngiliz J.B. Johnson isimli erkek çocuğunun ‘’Bütün Dünya çocukları babaları için yılın bir gününü ayırmalı, o gün babalarına duydukları sevgiyi küçük bir armağanla ki bu bir çiçek bile olabilir; ifade etmelidirler’’ önerisiyle hayata geçer.
Genç Johnson 12 yaşındayken Alman uçakları Londra’yı havadan bombalamaya başlar. Bombalar, gökten art arda yağarken Johnson ailesi bireyleri sığınağa girerler. Baba Johnson en küçük çocuğunu almak için bombalara aldırmadan tekrar eve döner. Çocuğunu kucaklayıp sığınağın kapısına ulaştığında düşman uçaklarından açılan makineli tüfek ateşiyle vurulur ve ölür ama küçük yavruya siper olmuştur. Onu sığınağa almayı başarırlar.
Babalar Günü kutlama geleneği de savaşta çocukları uğruna can veren babaların anısına böylece başlamış olur. Türkiye’de 1962 yılından beri Haziran Ayı’nın üçüncü Pazar’ı Babalar Günü olarak kutlanmaktadır.
Annelerin olduğu gibi babalarında fedakarlığı, çocuklarına gösterdiği sevgi, ilgi karşılık görmelidir. Anne ve babalarımız değerli ve yeganedirler. Onlara değer verdiğimizi göstermek, yediren, içiren, seven; çocuklarının mutluluğu ve güçlü birey olmaları için çalışan, çabalayan anne ve babalarımızı bu özel günlerinde onlara zaman ayırarak, davranışlarımızla sevildiklerini bir şekilde ifade etmek çok zor olmasa gerek.
Empati yaşam içinde çok önemli bir deneyim. Hayatın bir el kitabı yok. Hepimiz el yordamıyla kör bir yolculuk yapıyoruz. Engellere toslayınca diğer yoldan devam ediyoruz. Anne ve baba olmak da tecrübeyle öğreniliyor. Anne ve babalarımızdan hatasız olmalarını beklemek mümkün değil. Unutmayalım ki bir gün çocuklar da büyür ve ebeveyn konumuna gelirler.
W. Shakespeare’i dediği gibi, ‘’Hiçbir şey iyi ya da kötü değildir ama düşünce onu iyi ya da kötü yapar’’ mükemmel insan olmak çok zor. Mükemmel insan olmak için çabalamak önemlidir.
Kızımı yetiştirirken, ona kızdığım zamanlar ‘’Allah sana senin gibi bir çocuk versin ‘’ derdim. Şimdilerde bazen kendi oğluyla takıştığında ‘’Anne ben böyle miydim?’’ diye yakınıyor. Çocuk büyütmek dünyanın en önemli ve en zor uğraşlarından biridir. Sonsuz çaba ve emek gerektirir. Çocuğa gerekli yaşam değerlerini vererek yetiştirmek ve sonra onu yaşam yolculuğuna uğurlamak gerekir. Destek olarak her zaman hissettirmeden yanında olmak gerekir.
Evlenir evlenmez, çocuk isteyen ailelerin çocuk büyütürken ki yakınmaları beni hep düşündürür. Bir bebeğimiz olsun duygusuyla yola çıkarlar ama bebeğin her yaş aldığında karşılaşacakları zorluklardan habersizlerdir. İhtiyaçların maddi-manevi giderilmesi, çocuklarla yakın ilgi gerekir. Konuşmak, anlamak, dinlemek, dikkatle gözlemek gerekir.
Ortalık, ne yazık ki; yoğun iş ortamı, yaşam stresiyle baş etmeye çalışırken; çocuklarını öteleyen, sevgilerini göstermeyi sadece maddi olanaklarla gidermek zanneden diplomalı anne ve babalarla doldu.
Çocuk sahibi olmadan kendinizi eğitiniz, müstakbel babalar.
Nil Gün derki ‘’ Mutsuzluğunuz kadere, şanssızlığa ve talihsizliğe inancınız ölçüsündedir. Siz babalar, kaç yaşında olursanız olun artık sosyal medya üzerinden çocuk yetiştirme konusuyla ilgili, video ve söyleşilere kolayca ulaşmanız mümkün.
Okuyun ve babalığınızı geliştirin. Ailenize sevgi verin. Sevgi bulun ve sevgi dolu çocuklar yetiştirin. Çocuklarımız ülkemizin geleceğidir.
|