İ
Denizlerle kucak kucağa yaşayan İstanbulluların Deniz Sefası ‘’Deniz hamamları’’ ile girer.
19. Yy’dan itibaren İstanbul’un en seçkin semti Moda’da tahta perdelerle kadın-erkek ayrımıyla başlayan Deniz Sefası; şehrin zengin ve elit ailelerinin Moda’da ki yazlık köşklerinde oturmaya başlamalarıyla, kadın-erkek birlikte denize girmeye evrilerek Plaj Kültürü’ne dönüşür.
Anadolu yakasında ilk deniz hamamının Hayik adında bir Ermeni tarafından kurulduğu söylenir. Kaptan İhsan Akdağ ile Levanten ortağı Moda Koyu’nda bir deniz hamamı kurarlar.. Etrafı çuval bezlerle örtülü bir kadınlar hamamı, atlama kulesi, çocuklar için havuz da unutulmaz. Sonrasında gazino ve kahve ilave olur.
1920’li yılların sonlarında Mustafa Güler Suadiye sahilinde bir arazi alır. 1929 yılında plaj, otel, lokanta, gece kulübü ve gazinodan oluşan; Atatürk’ün de sık uğradığı modern bir plaj tesisi kurar. Babam Dr. Haluk Sümer 1962-63 senelerinde bu plajın doktorluğunu yapar. Hayatımın en güzel yazlarındandır. Sarı, pırıltılı kumlar, Manolya ağaçlarının gölgesi, dibi gözüken tertemiz bir deniz.
Bostancı sahil şeridinin doğası dolayısıyla plaj olmaya daha uygundur. Deniz, Teksin, Yumurcak ve Derya plajları burada açılır. Küçükyalı’da yalılara yakın Çamlık plajı, İdealtepe’de iki halk ve bir özel plaj sırasıyla kıyıda yer alır.
Rus göçmenlerinin alımlı kızları Fülürye-bugünki Florya’da denize girmeye başlayınca yüzyıllardır denizden kaçan İstanbul halkı bu kez “Fülürye”ye doluşur. Eskiden halk, tarihi çınarlar ve memba suları ile meşhur Fülürye’ye fülürye kuşunu dinlemek için giderken bu kez kızgın kumlar üzerinde yatan Rus güzelleriyle önce göz, ardından deniz banyosu yaparlar. Mahremiyet kalkar. İstanbullu kadın-erkek denize koşmaktadır.
Marmara’nın İncisi Prens Adaları’da Cumhuriyet’le birlikte İstanbul’un yeni burjuvazisinin seçkin sahillerinden biri haline gelir. Deniz Hamamları burada da yerini zamanla plajlara bırakır. Büyükada Yörükali plajıyla, Heybeliada Çam Limanı ve Sadık Bey Plajıyla ünlenir. 1924 yılında yeşilinin sukunetine hayran İsmet İnönü ‘de yazlarını Heybeliada’da geçirmeye başlar.
İçinde eğlence mekanları da yer alan plajlarda, spor etkinlikleri yapılmaya başlanır. Moda’da her yıl 1 Temmuz Kabotaj Bayramı, yüzme yarışlarıyla kutlanır. Türkiye'de ilk resmi ve düzenli yüzme yarışları 15 Eylül 1923 günü İstanbul'da yapılır. 100 metre yarışında İtalyan Mai Limmeri birinci, Fenerbahçe Kulübü’nden Raşit Bey ikinci, Galatasaray Kulübü’nden Nejat Abud bey üçüncü olurlar. Fenerbahçeli Hikmet ve Melih beyler de dönemin başarılı yüzücüleridir.
Moda semti, Anadolu yakasının su sporları merkezidir. Yüzücüler, tramplen atlayıcıları plajın vazgeçilmezi olurlar. 1937 yılı ilk Macaristan-Türkiye yüzme yarışları burada düzenlenir. Fenerbahçe Kulubü’nün sporcularından Salahaddin Türsen Türkiye'nin ilk mukavemet yüzücüsü; ünlü futbolcusu Said Sadettin Cihanoğlu ilk sürat şampiyonu olurlar. Kemal Bey, futbolcu, hokeyci "Yedibela" lakablı Fahri Ayad ilk tramplen ve kule atlayıcısı olarak yıldızlaşırlar.
Galatasaray Kulübü’nden Şeref Hüsameddin, Fazıl Adnan Bey ve birçok yetenekli yüzücü çıkar. Fazıl Ahmet Bey’in, 1922 yılında yapılan Moda - Kınalıada yarışını 3 saat 50 dakika, Büyükada - Fenerbahçe yarışını 8 saat 15 dakika yüzerek kazanır.
Suat Erler Fenerbahçe formasıyla başladığı spor hayatına, Galatasaray ve son yıllarında kurduğu İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü'nün formasıyla devam eder. Yüzme sporumuza yaptığı büyük hizmetlerle Türk Yüzme Tarihi’nde önemli bir yere sahiptir.
1931-32 yılları arasında başlayan bayanlar Yüzme yarışları plajlara renk ve heyecan katar. Leyla Asım Turgut, Avrupa’da doğup büyümüştür; yüzme havuzu başarılarını Fenerbahçe formasıyla Anavatan’da sürdürmeye başlar.
Atatürk’ün o yıllarda kadınlara verdiği haklarla Türk Kadını her alanda olduğu gibi eşit olarak erkeklerle birlikte havuzdaki yerini alır. Leyla Asım Turgut ve Nüzhet, Lola, Vecihe, Süheyla, tramplen atlayıcısı Perihan hanımlarla bir yüzme takımı oluşur. Kadınlar arası rekabet hızlanınca İstanbul Yüzme Kulübü’nde Cavidan Erbelger ile Fenerbahçeli Leyla Turgut hanımlar rakip olurlar. Galatasaraylı Nazlı Tlabar ve Beykozlu Eva hanımlar yarışa katılırlar.
|