Her birimizin yüreğinde çok ayrıcalıklı yerlere sahip kişiler vardır. Bunlardan en önemlilerinden birisi, ilk öğretmenimizdir. Kimimiz için bir anne, kimimiz içinde bir baba olmuşlardır.
Aradan çok uzun yıllar geçmiş olsa da, ilkokulda ki öğretmenimi hep sevgi ile hatırlamaktayım. Sabah erkenden okula koşar, bahçe kapısında öğretmenimizin okul sokağına girişini beklerdik. Birkaç arkadaşımla koşarak, öğretmenimizi karşılardık… Bir yarış yaşardık… Niçin mi? Öğretmenimize kim daha yakın yürüyecek diye. Bunları yazarken bile, içimdeki çocuk heyecanlanıyor, duygulanıyor.
Annelerimizin kucağından ayrılıp, okula başladığımız o yıllar, kişiliğimizin oluşmasında çok etkili olmaktadır. Öylesine sevgi ile yaklaşırdı ki öğretmenimiz, hafta sonu olunca; okulumuzu ve öğretmenimizi özlerdik. Bizden çok uzaklara çalışmaya gitmiş babamdan yeterince göremediğim ilgi ve sevgiye öğretmenimden alırdım. Derslerime çok çalışır, hep başarılı olmak isterdim ki, öğretmenim beni daha çok sevsin, başımı okşasın… Benim için şefkatli ve ilgili bir baba olmuştur.
Genç öğretmenlerimize anlatmak isterim, öğretmenimi…
Derdi ki;
“Öğretmenler çocukları ve insanları çok sevmelidir.
Okulu sevdirmelidirler, okumayı sevdirmelidirler.
İlk amaç eğitim olmalıdır, öğretim daha sonra, ömür boyunca öğrenmeye devam edilecektir.
Asıl amacımız; topluma iyi, sağlıklı, çalışkan, dürüst, yardım sever bireyler yetiştirmek olmalıdır.
Her öğrencinin yetenekleri, ilgi alanı farklıdır. Farklı farklı mesleklere sahip olmaları da doğaldır, tek ortak noktaları iyi bireyler olmalarıdır.
Öğretmenlerin asıl hedefi, araştıran, sorgulayan ve düşünen bireyler yetiştirmek olmalıdır.”
Canım öğretmenim, beş yıl önce aramızdan ayrıldı. Kendisini minnetle anıyorum.
Günümüzde idealist öğretmenlerin sayılarının azaldığını üzülerek izlemekteyiz. Hiçbir şey olamıyorsan, öğretmen ol. Mezun olunca işi hazır olsun. Gibi düşüncelerle öğretmen olunması, eğitimde ki idealizmi azalttı.
Sürekli şikâyet etmekte olduğumuz;
Toplum yeterince okumuyor…
Toplum bilinci istenilen düzeyde değil…
Her yıl biraz daha muhafazakârlaşıyoruz…
Hala kız- erkek çocuk ayrımı yapılıyorsa…
Hala töreler, yasaların önüne geçiyorsa…
Kızlarımız- kadınlarımız alınıp, satılıyorsa…
Çağdaş, demokratik, Özgür bir topluma kavuşamadıysak… Bunda öğretmenlerimizin payının büyük olduğunu düşünüyorum.
Öğretmenler gününü kutlarken, hak ettikleri ilgi ve saygıyı görmelerini bekliyorum.
|