Savaş bir cinayettir çünkü insanların öldüğü hiçbir dava ‘’HAKLI’’ olamaz. Konuşmak, anlaşmak, asgari müşterekte birleşmek şarttır. Savaş çok acı bir deneyimdir. Kayıpların acılarıyla gözyaşlarımızda boğulduğumuz, yaşam boyu altından kalkılamayacak travmaların sebebidir.
İnanılmaz bir durum; Yıl 2022, aylardan Şubat! Rusya ile Ukrayna SAVAŞ halinde. 21. Yüzyılda Metaverse, Web Uzay Teleskopu, Arttırılmış Gerçeklik, Pozitif Düşünce, Genom Bilimi, Dünya İnsanı olmak konularına yoğunlaşmışken; Rus Ordusu Ukrayna’ya girdi. Bir ülke resmen işgal ediliyor.
41’lere geri döndük. Dünya devekuşu misali kafasını kuma gömmüş; geveliyor, eveliyor. Görüşmeler, toplantılar, bildiri yayınları, kınamalar… Hepsi bu!
Savaş, korku, sefalet, ölüm demektir. Yıkar, yakar acımasızca can alır. Çatışmalar sürerken binlerce insan çocuklarını, evcil hayvanlarını, zaruri eşyalarını alarak aileleriyle birlikte, güvenli olacağını düşündükleri metro istasyonlarına sığındılar. Soğuk sığınaklarda, su-yemek-tuvalet ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar.
‘’Savaş zaruri ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça, SAVAŞ bir CİNAYETTİR!’’ Der, Gazi Mustafa Kemal Atatürk (Adana-1923) Nur içinde yat, öngörülü büyük lider. Yaşadın, biliyorsun; savaşta erkekler vatanları uğruna canlarını kaybederken, kadınlar çocuklarını ve çocuklar babalarını kaybederler.
85 yıl önce, engin görüşüyle Boğazlardan savaş gemilerinin geçişinin Türkiye’nin iznine bağlanması konusunda ısrarcı olan ve Montrö Mütarekesiyle (1936) Dünya devletlerine kabul ettiren Atatürk’ün tecrübelerini öngörüsüyle yaşama aktardığını net olarak görmekteyiz.
Şükrü Saraçoğlu, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde Rusya’yı ziyarete gittiğinde Josev V. Stalin tarafından dostça karşılanır ve ‘’Boğazın anahtarlarını da yanınızda getirdiğiniz umudunu taşıyoruz’’ sözleriyle karşılanır. Saraçoğlu’nun cevabı Hariciyecilere ders olacak niteliktedir.’Maalesef Ekselans maalesef’’ Der. ‘’Mustafa Kemal Atatürk, anahtarları beraberinde götürdü!’’
Ve ne yazık ki Montrö Antlaşmasının önemini ortaya koyan bir bildiri yayınlayan değerli emekli askerlerimiz şu an hapisteler. Bu nasıl bir trajedidir?
Atatürk, dış ve komşu ülkelerle ilişkiler üzerine ‘’ Komşularınızın iç işlerine, Arap ülkelerinin aralarındaki anlaşmazlıklara karışmayınız. Rusya’yı tahrik etmeyiniz. Batı Kültürü’nü benimseyiniz ama onların emperyalist emellerine alet olmayınız. Sorulmadan akıl vermeyiniz.’’ Der.
Rusya’nın çevresini NATO ile kuşatmaya kalkan, Rusya’nın ‘’O zaman bizi de Nato’ya alın’’ teklifini ret eden ABD-NATO işbirliğinin Rusya’yı zorlamasıyla yem olarak önüne atılan Ukrayna’ya savaş açmasının bedelini yine insanlık ödüyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ‘’Yalnız kaldık, kimse bizim için savaşmak istemiyor, güvenlik garantisi vermekten korkuyorlar. Tek başına kaldık’’ derken; 44’ünde bir komedyenken hızla kendini ülke Cumhurbaşkanı olarak bulduğunda, Rusya’nın önüne bir piyon olarak sürüleceği hiç aklına gelir miydi?
Ukrayna’da 15.000 in üstünde Türk öğrencimiz, yaşayan insanımız var. Onların en güvenli şekilde dönüşünün sağlanacağı inancındayım. Çocukların, sivillerin öldüğü, doğanın tahrip edildiği, ülkenin yerine konulamayacak tarihi dokusuna zarar veren hiçbir dava için yapılan savaşı kabullenemeyiz.
Güçler tepişirken, insanlar eziliyor. Çocuklar hak etmedikleri olayların içine çekiliyor. İletişimin neredeyse ışık hızıyla sağlandığı günümüzde bir yerlerde bir şey olduğunda buralarda bir şey olmaması mümkün mü?
Stefan Zewig ‘’Birisi barışı başlatmalı, tıpkı savaşı başlattığı gibi ‘’der.
Savaş endüstrisinin silah üretiminin şahlandığı dönemde elde edilecek geliri insan hayatına tercih edenlere lanet olsun…
Tek yol barıştır, savaş kabul edilemez!
Harika Ören 26 Şubat 2022 İzmit
|