Evren de değişim, var oluştan beri devam etmiştir, devam da etmektedir…
Bizler de bu evrenin bir parçasıyız, değişmemek gibi bir lüksümüz yok.
Değişim kaçınılmazdır!
Ancak bu değişimin hızı bireyden bireye değişiklik gösterir.
Yenilikleri kabullenmek, alışkanlıklardan uzaklaşmak genellikle dirençle karşılanır. Hatta bazen inatla, direnenlerimiz olur.
Ancak faydasızdır direnmeler, az ya da çok, hızlı ya da yavaş değişim
yaşam boyunca devam edecektir…
Birey olarak belli alışkanlıklarımız, beğenilerimiz, zevklerimiz, siyasal düşüncelerimiz, sosyal yaşam tarzımız kişiliğimiz ile bağlantılıdır. Toplumsal bir varlık olan bizler, toplum içinde hak ettiğimiz ilgi ve saygıyı görebilmeyi, değer verdiğimiz kişiler tarafından onaylanmayı arzularız. Onaylanma isteğini bazen kendimize dahi itiraf edemiyoruz!
Onaylama derken, şımartılmayı- dalkavukluğu kast etmiyorum elbette. İyi yaptığımız işler, başarılar karşısında değer verdiğimiz, sevdiğimiz kimselerden güzel sözler duymayı içten içe bekleriz. Birkaç kelime de olsa güzel sözler duymak hoşumuza gider, daha sonra ki davranışlarımız için bizi motive eder.
Aksini düşünenler, savunanlar yok değildir.
Ben duyguları öylesine baskındır ki!
“Benim için başkalarının düşünceleri hiç önemli değil, başkalarının ne düşündüğü umurumda değil” demektedirler, ama bu asla gerçeği yansıtmamaktadır. Toplumsal bir canlı olarak çevremize bu denli umursamaz davranamayız, en azından sağlıklı bir birey bunu yapamaz.
Çevresinden hiç etkilenmediğini iddia edenler eminim için için üzülmekte, değişime direnç gösterseler dahi değişmeye çaba harcayacaklar ya da yalnız kalmaya mahkûm olacaklardır. Çevremizde birçok örneğini görebilmemiz olasıdır.
Değişmeye;
Kendi kendimize duygu ve düşüncelerimizi dürüstçe itiraftan başlayalım!
Kendimize sorular soralım.
Örneğin;
Hayattan ne bekliyoruz?
Sürdürmekte olduğumuz yaşam tarzından memnun muyuz?
Memnun olmadığımız şeyleri değiştirmeye hazır mıyız?
Dünyaya bakışımız, sosyal- siyasal düşüncelerimiz yaşamımızı nasıl etkiliyor?
En önemlisi değişime hazır mıyız?
Samimice kendimizi sorgulamalı, cevaplarımıza göre ne kadar değişmemiz gerektiğine karar vermeliyiz.
Günlük yaşam içinde sürekli şikayet ettiğimiz konular vardır. Bunların başında ekonomik sıkıntılar, işsizlik, eğitim- sağlık sorunlarımız… v.s İyi yönetilmediğimiz gelir…
Hepimizin bildiği gibi yöneticilerimizde bizlerin arasından çıkmaktadırlar…
Bizler olaylara ne derece sağlıklı ve doğru yaklaşabilirsek…
Yöneticilerimizi daha iyi seçecek, daha iyi yönetileceğiz…
Şikâyet yerine çözüm üretmek üzere enerjilerimizi kullanmalıyız…
Ülkemizde; Güzel ve yaşanabilir ortam, insan haklarına saygılı, gelir dağılımında adil, sosyal bir hukuk düzeni arzuluyorsak…
Önce biz değişmeliyiz…
İnandığımız doğrular için mücadele vermeli, adam sendecilikten artık vazgeçmeliyiz…
Ne dersiniz?
Değişim gerekli mi?
|