Günlük yaşam biçimlerimiz, önceliklerimiz kişiden kişiye değişiklik gösteriyorsa da, her bireyin değişmekte zorlandığı duygu halleri ve tutumları vardır.
Örneğin;
Sevgi tüm canlılar için yaşamsal öneme sahiptir.
Ancak, tüm kavram karmaşalarında olduğu gibi sevgi de bağımlılıkla karıştırılır.
Sevginin güzelliği, vazgeçilmezliğine rağmen;...
Bağımlılıklar genellikle, sevgi olarak adlandırılır.
Oysa bağımlılık son derece sağlıksız bir duygudur.
Bağımlılığı sevgi zannetmek, bireyleri yanlış davranışlara itmektedir. Bağımlılığın nedenleri doğru tespit edilmedikçe; doğru davranış ve tutumlar sergilemek mümkün olamayacaktır.
Birçok zararlı maddelere bağımlılık ( Sigara, alkol, uyuşturucular, seks, iş v.s) olabildiği gibi, bir kişiye de olabiliyor. Bağımlılıktan kurtulmak isteyen, kurtulan bireylerin pek çoğunda kurtuldukları bağımlılığın yerine bir başkasını koymak eğiliminde oldukları görülmüştür.
Mantıkları ile düşündüklerinde bu durumdan zarar göreceklerini bildikleri halde, psikolojik ve duygusal açıdan bu tuzağa düşmeye devam ederler… Kişiler bir bağımlılıktan kurtulmak için bir başkasına ihtiyaç duyuyorlarsa, bağımlılığa yatkınlık söz konusudur. Bağımlılıkların psikolojik nedenleri vardır, bu nedenler doğru tespit edilirse, sorun çözülebilecektir.
Psikolojik bağımlılıkların nedeni;
Zamanında karşılanmamış ihtiyaçlardır ve bunları tatmin etmek için bilinçaltımız sürekli bir arayışta- ikame çabasındadır.
Bir bağımlılık örneğini sizlerle paylaşmak istiyorum;
*
Bir baba- oğul ilişkisindeki, bağımlılığı gözlemlemekteyim. Baba, oğlunun kendisine olan bağımlılığından öylesine uyuşmuş- alışmış ki; bu sağlıksız durumun ideal olduğunu sanıp, her türlü eleştiri ve öneriye de kendisini kapatmış vaziyette… Baba en iyi baba olmak için tüm enerjisini ve hayatını bu konuma adamış… Oğul; özel eğitime ihtiyaç duyan, zihinsel gelişimi yavaş ancak fiziksel gelişimi yaşıtlarına paralel gelişen dünya tatlısı bir delikanlı. Çok uzun yıllardır özel eğitim alan bu delikanlı bence sosyalleşmeye ve bireysel hareket etmeye yatkın olmasına rağmen, nedense babaya bağımlı kılınmış?
Baba-oğul yapışık ikiz gibi yaşam sürmekte, oğul babaya bağımlı, her an baba ile. Ayrı geçirilecek bir zaman da sürekli telefonla aramakta... Bu durum sevgi zannedilmekteyse de, tam bir bağımlılık söz konusudur. Baba bu durumdan mutlu, iyi baba rolünü benimsemiş, bu davranışın en doğru olduğuna inanıyor, dolayısıyla farklı önerilere de kapalı. Böylece kendisini daha önemli hissetmekte, belki çocukluğunda yaşayamadığı duyguları tatmin etmekte bilerek ya da bilmeyerek…. İyi ebeveyn olmak; topluma sağlıklı davranışlar sergileyen olabildiğince bağımsız evlatlar yetiştirebilmeyi gerektirir.
Oysa;bu delikanlı, bir birey olarak , aldığı özel eğitimlerle daha bağımsız ve bireysel gelişime yönelik davranışlar kazanabilir…, Bu bağımlılık baba- oğlu bu gün için mutlu etse de!
Gelecek için vahim davranış biçimidir…
Hepimizin bildiği, gibi bizler ölümsüz değiliz…
Babaya sormak isterim, siz ölürseniz ne olacak?
Sevgi ile bağımlılığı birbirinden dikkatlice ayırmalıyız.
Sevgi; sevdiğinin özgürlüğünü kısıtlamadan bir birliktelik, bir paylaşımdır.
Bağımlılık; saplantılı, sağlıksız bir duygudur. Sevgi ile bağımlılığı birbirinden dikkatlice ayırmalıyız, aksi takdirde büyük yanılgılar ve hatalı davranışlar gelişecektir.
Kendimizi bir başka kişiye ya da maddeye bağımlı kıldığımızda; hayatın doğal akışını engellemiş oluruz. Yaşam ahengini sağlayabilmenin yolu gerektiğinde işleri oluruna bırakmaktır.
Gerçek güç ve başarı; hakiki sevgi ve saygıya ulaşmak, benliğimizin doğal ihtiyaçlarının tanımlanması - karşılanması, açlıkların giderilmesi ile sağlanabilir.
Daha mutlu, huzurlu ve özgür olmak adına, konumlarımızı ve ilişkilerimizi yeniden tahlil edelim.
|