Etkili İletişimde Farkındalık ve Farklılık konulu bir seminere katıldım burada edindiğim bilgileri ve notları sizlerle paylaşmak istiyorum,..…
İletişimde Vücut Dili %60, Nasıl söylendiği %30, Ne söylendiği %10 etkili oluyor.
Öncelikle söylediğimiz her şey sadece karşı tarafın anladığı kadar anlaşılabiliyor. Ses tonu ve tınısı konuşmada önemli, ayrıca jest, el ,kol hareketleri mimikler ve yüz ifadeleri de çok önemli. Bu özellikleri bazı kişiler çok kullanıyor bazıları ise az. Karşımızdaki kişiye çok fazla dokunarak konuşursak rahatsız edebiliriz. Aman dikkat!
Farkındalık , çevremizde olup biten şeylerin farkında olmayı, dinlemek ve gözlemlemek ile birlikte oluşturuyor. Farkında olmadığımız bir şeyi algılayamıyoruz.
Dinlemek ve Gözlemlemek bizi değişime hazırlıyor. Eğer değişimi olumsuz olarak algılıyorsak kabul etmiyoruz. Halbuki değişmeyen tek şey değişim. İnsanlar değişimden değil kaybetmekten korkuyorlar. Mesela, neyin olabileceğini görüp, neden olmasın diye sorabiliriz.Hayatta kalabilenler ne güçlü ne de çok zekiler, sadece ortama ayak uydurabilenler.
Buradan Farklı olmaya geliyoruz.
Kişilik olarak kategorize edince; farklılık yaratan kişiler;
-Dinleyen -Hayal gücü yüksek – Meraklı - Özgüvenli - Risk Alabilen - Problem çözebilen - Başarı odaklı - Hedefler koyan –Engel tanımayan ,gibi özelliklere sahip olarak farklılık yaratıyorlar.
Konuşma esnasında kendinizi dinleyerek konuşursanız, sesiniz sizi yavaşlatıyor ve daha dingin ve konsantrasyonu yüksek bir konuşma ortaya çıkıyor. Konuşma esnasında karşımızdaki insanın gözlerine baktığımız gibi kulak memelerine de bakabiliyoruz.
Vucüt Dilinden bahsedersek: Yüzüyle oynayan ve gözlerini kaşıyan kişiler huzursuz ve yalan söyler durumda olabilir. Bacak bacak üstüne atan ve hırçın konuşan kişiler ise inatçı kişiliğin simgesi. Kollarını kavuşturan aranıza engel koymuş oluyor ve haliyle sizi düşünce ve bilinç olarak kendisinden uzak tutuyor. Eliyle ağzını kapatanın söyliyecek bir şeyleri var ve kendini engelliyor. Elleriyle oynayanın kafası meşgul, konuya ve konuşmaya kendini veremiyor.
Etkili iletişimde bu gibi bize teknik bilgi olabilecek tavır davranışlarımızı çeşitli kitaplardan okuyarak yada insanları gözlemleyerek geliştirebiliriz. Söz söylemede etkili olabilmek için birazda içten ve samimi olmakta yarar var diyorum. Yoksa herkes bir şeyler söylüyor ve konuşuyor ama bilinçli dinleme olmayınca karşılıklı anlaşmakta zor oluyor. Bir konuş iki dinle….aslında esas kavram bu olmalı gibi… Anlaşılır olmak için anlamlı dinleme yapmalıyız. Empati denilen şey ise karşımızdaki ile aynı duygu beraberliğinde gülebilmek.
Zaten gülümsediğimizde ve karşımızdaki insanı güldürdüğümüzde pozitif bir iletişim o esnada kurulmuş oluyor. Beynimizi bir bilgisayar gibi düşünürsek algılarımız zaten o kişiyle anlaşıp anlaşamıyacağımıza bir bilimsel veriye göre 3 sn. içinde karar veriyor sadece biz sözel ve düşünsel olarak aldığımız bu kararı uyguluyoruz. Buna bilinçaltının gücü de diyebiliriz. Umuyorum ve diliyorum ki sizler etrafınızdaki insanlarla ya da arkadaşlarınızla çok güzel anlaşıyorsunuzdur. İletişim sorunları yaşamıyorsunuzdur.
EE ne demişler keskin sirke küpüne zarar verir. Yani iletişime geçtiğimiz insanlar bizden daha az akıllı ya da çok zeki değiller. Tabii bu arada çok fazla fark yaratıp da arkanızdan koşturmak isterseniz ona bir şey diyemem. Gülün gülün bu konu gerçekten son dönemin en önemli meselesi gibi, toplumsal hedeflerimiz arasına ne yesek hangi otu içsek gibi kavramlardan arta kalan zamanlarda etkili iletişimi de katarsak daha mutlu bir gelecek yaratabiliriz , öyle değil mi…Ne dersiniz?
Sevgiyle Kalın…
|