Öyle aşklar yaşanır ki…
Bitti, bitmeli dersin…
Ama bitmez!
Yüreğin bir köşesinde, suçlu bir çocuk gibi pusar, siner ancak var olmaya devam eder… Üzeri kabuk tutar, belki zaman zaman kanar… içinde bulunulan şartlar ağır basar ve hemencecik susturulur, dillendirilmez … İçimizi yakmaya, canımızdan can almaya devam eder… Ama çoğumuz korkarız toplumun baskısından, dışlanmaktan, kabul görememekten , sosyal statümüzün zarar görmesinden kaygılanırız ve aşkımızı feda ederiz… Birkaç aferin, birkaç övgü dolu söz için vazgeçeriz sevdamızdan!
Değer mi?
Yaşam öyle kısa ki; yapılan hesaplar tutmaz çoğu zaman!
Mal- mülk, kariyer, para mutlu olmaya yetiyor mu?
Bitti dediğimiz her aşk, her sevda bitmez asla!
Günlük koşuşturmalara ve kaygılarımıza, çekincelerimize kurban gider.
Hangimizin yüreğinde böyle bir aşk yarası yoktur?
Bir bakış, bir gülüş, bir türkü bizi tekrar o duygulara taşımaz mı? Kalbimiz heyecandan kuş gibi çırpınır, eller- ayaklar dolaşır, sözcükler biter ne diyeceğimizi bilemeyiz karşılaştığımızda… Ve içimiz derin bir pişmanlık kaplar… Keşkeler sıralanır… Oysa biraz cesaret, her şeyi değiştirebilirdi.
Öylesine yoğun yaşanır ki duygular ; Derin bir nefes alınır sigaradan, yari koklar gibi… Unutmak ümidiyle sarhoş olunur… Göz yaşları akar pınarlarından, kahredilir feleğe, kahredilir kadere … Artık çok geçtir, giden sevgililer de dönmez,geçen günler de!
Ne geçen zaman!
Ne yaşanmışlıklar!
Ne sahip olunan sosyal statüler!
Ne sahip olunan servet!
Ne de korkularımız!
Unutturamayacaktır yürek yangını aşkları!
Unutulmuyor…
|