Yine bir Sarı Eylül'deyiz...
Doğanın ve mevsimin en alacalısı ve hoyratı.
Hafif bir rüzgar ve savrulan sarı, kırmızı yapraklar.
Size neler hatırlatıyor.?
Takvimsel olarak bizler bazı başlangıçları Eylül ayına vakfetmişiz.
Mesela, öğrencilerin gitmek için can attığı okulların ve üniversitelerin açılışı, resmi yargı yılının başlangıcı,yazdan çıkıp kışa hazırlık.
Dünya Barış günü ..1 Eylül….
Dahası da vardır…
Aslında Eylül’ ün anlamını hep ertelediğimizi de bu arada fark ettim.
Eylül yakıcı sıcaklardan soğuyup geldiğimiz ve sonbaharın en hızlı geçen ve düşündüren ayı aslında.
Biz başlangıçlarımızı hep Eylül’ de yapmazmıyız?
Çünki toparlanma ve kışı nasıl geçireceğimizi hesaplama ayı.
Birde akşamları aniden çıkan soğuk bizi kendimize gelmeye davet ediyor.
Uzayıp giden sıcak günlerde ve gecelerde rehavetten biraz kendimizi kaybettiğimiz kesin,
Dünyasal planda neler oluyor bize denecek kadar vahşet ve yıkım içerisindeyiz.
Aslında yok birbirimizden farkımız ama niye bu savaşlar ve acı artarak devam ediyor.?
Kim kimi nereye çekiştiriyor.?
Aklını ve beynini yoruyor .
Söylesenize bu kadar kayıplar ve şiddetten sonra insanda oturup ağız tadıyla yemek yemek şevki kalıyormu?
Beyaz saç bile gerilimin ve baskı altında olduğuna, fazla zorlandığa inanma modunda ortaya çıkıyormuş.
Bi bakın bakalım bu devrede saçınız ne kadar aklandı…
Hayatımın her alanında huzur içinde ve rahatım. Güçlü ve yeterliyim.
Bu tümceleri söylemek kolayda sabah uyandığınız da haberleri dinleyince inanmanız pek kolay olmayacak gibi.
Beynimiz ise bilgisayarın anahtar tablosuna benziyormuş,
Hadi ordan, tabii ki kumanda bizde lakin niye insan insana düşman olmuş, her an paralamakta.
Ben zihnimin sevgi dolu operatörüyüm.
Tabii ki beynime ve zihnime , duygularıma ve en önemlisi sağ duyuma ben kaptanlık ederim.
Sanıyorum bizim kaptan yolunu şaşırdı ve karaya son surat tekneyi batırasıcaya pupa yelken geliyor.
Hiç birimiz birbirimizden farklıyız demedik.
Hiç birimizin gözü, kaşı, ağzı , burnu yada aklı daha güzel demedik.
Ya ne dediler siz farklısınız, siz ayrısınız ,siz yan yana yapamazsınız dediler.
Kafamızın etini tabiri caizse yediler.
İnanın Larenjit im azdı.
Çünki konuşamayacak kadar çok kızmış olma halindeyim.Çekinmeden ve açıkca konuşamıyorum ve korkuyorum. Otoriteye içerledim.
Acaba ne zaman kendimi ifade etmenin iyi ve güzel bir şey olduğu , dünyanın güvenli ve tehlikesiz günlerine ve Barış haline geçeceğini merak ediyorum.
Neden derseniz Dünya ve insanlık aldı başını gidiyorda,
Bu Eylül de gelin yeni bir başlangıç yapalım.
Siz bana , ben size kızmayalım ve birlik , güzellik tohumlarını ekelim
Ne Olur…..!
Sevgilerimle….
|