‘’Tabiat güçlerine ve yaşam kavgasının ağır şartlarına yenik düşme ve yok olma korkusu ilk çağların insanına ölüm dediğimiz gerçek üzerinde de acı acı düşünmeye ve bu gerçeği yok edemeselerde hiç olmasa hafifletici çareler aramaya doğru yönlendirmiş olmalıdır.’’
Yukarıdaki tümcelerden hareketle birde baktım bizim yıllardır kullanılan plastik damacana ‘’iyi’’ içme sularımız gündeme hop diye paraşütle düşmüş. Be hey….ahali şu çeşmelerimizden güzel ve kaliteli su akamıyor ve bizler sağlığımızı korumak için ayrıca bi özen ve önem gösterip içme suyumuzu ayrıca temin ediyoruz. Sanki bu suların geldiği kaynakları çok denetliyoruz gibi ahalinin dikkati plastik içinde saklanmasına çekiliyor, neden?
Tabii kii plastik elde edildiği petrol artığı bir ürün olması nedeniyle zararlı , bi kaç yüzyıldır bu biliniyor ama her alanda kullanılmaya devam ediyor… Üstelik alışveriş yaparken kullandığımız plastik torbalar zehir saçarken suyu ne içine koyduğumuz da o kadar göz ardı edilebilir mi.? Yine kantarın topuzu başka yönü gösteriyor. Zaten olay taaa baştan kokuyor…
Gelin çeşmelerimize mukayyet olup sularımızı kaynatarak içelim dedik yok biz plastik şişede iyi su almaya ve içmeye devam edelim dediniz…O zaman artık içindeki suyun kalitesinden önce dışında ne var diye incelersek vay halimize…Acaba suların geldiği kaynak yada artezyen suları sağlık ve kalite kontrollerinden düzgün geçiyormu, hepsininde güzel içilir nitelikte olduğunu söyleyebilmek takdire sayan olurdu,vesselam…
Üstelik arada içmeye çalıştığımız ve satım alma su dediğimiz damacana sularını değiştirmeliyiz. Hepsi farklı kaynaklardan geldiği için içlerindeki kimyasal değerler farklı olabiliyor. Siz siz olun arada kaynak değişikliği yapın içme aşamasına geçerkende daha küçük cam şişelere boşaltabilirsiniz…Mesela..
Fakat, şu plastik konusu açılmışken daha bi ilginç olan her tarafımızın sarılmış olması ve çare aranmaması. Yıllar önce iplerden oluşmuş fileler yada kese kağıtları varken bunu fark etmiyorduk ama şimdi öylemi günümüz insanı onlarca kilo ile alışveriş yaparken kullandığı bilimum plastiği heryerinde ,olmadı çöplerini imha etmektede kullanıyor ve yerin göğün doğası 100 yılda bile parçalanmayan, kendini sıfırlayamayan petrol atığı maddeye teslim ediliyor.
Üstelik sağlığını ve ölümünü bu kadar düşünen ….
Doktor doktor gezip çareler arayan…
Aman rüzgarda kaldım deyip bütün camları kapatan…
Başı ağrısa acaba neden deyip aklına gelen ilk ilacı vücuduna boca eden…
Bizler,
Lıkır lıkır su içmek güzel…deyip,
Her önümüze gelen plastik damacanada ki suyu içersek,
Vay başımıza gelene…
Lakin doğanın gidecek ne bir doktoru nede hastanesi olmadığı için,
O ne yapsa ola ki.?
Neyse sabah ola hayrola her şeye bi çare bulanabilir.
Yeterki insan istesin…
Sevgi ile kalın…
|