Çevre ve toplum yaşamındaki sağlığımız için neler yapabiliriz…
Bizi bizden sorgulayan bu kavramlara yaklaşımımız doğa dostumu, yoksa düşmanımı olduğumuzu bir güzel ifade ediyor.
Radyasyondan arınmış!, tozsuz , partikülsüz bir hava, nicelik ve nitelik olarak içilebilir kalitede su, etrafı kirletmeyen, kokuşmayan sürekli bol miktarda ürettiğimiz yiyecek artıkları, büro, sanayi ve de tehlikeli atıkların bertarafı…
Günümüz koşullarında oluşan egzos gazları ise daha bi etkileyi ve sağlığımızı tehdit edici boyutma ama olsun!!!
Bir yerden bir yere giderken toplu taşıma araçlarını daha özenli kullansak ta araçların trafiğe çıkmasını nasıl azaltsak…!
Çevre ve insan sağlığımız konusunda yapılması gereken çok işler var.
Aslında birinci konu bu bilincin ve farkındalığın oluşması.
Herkes kapısının önünü temizlese her açıdan, nasıl bir katkı sağlıyacağına zihin olarak ulaşsa, bir evrim ve de devrim olabilir doğa için. .
Güneşten ve rüzgardan faydalanma, binalara yalıtım yapılması gibi konulara daha sonra değinelimde, yine şu çöplerimiz konusunu bir düşünelim…
Meğer ki; insanoğlu her alanda atığını çevreye atıp kaçıyor.
Birileri nasıl olsa temizler yada arkasını toplar…diye hiç meraklanmıyor bile, bunlar ne oluyo nasıl ortalıktan temizleniyorda ben sabah kalktığımda sokakları daha bi düzgün buluyorum ? Olacak iş mi bu şimdi…
Bizlerin ne yapabileceğine bir bakalım.
Bence bizler evde diyelim ki 3 poşet açsak..
Birine yiyecek atıklarını, birine camları-plastik şişeleri , birinede kağıtları biriktirsek.
Bürolarda ve iş yerlerinde de ha keza!
Hiç olmazsa evsel değerlendirme yapsak ta şu sokaklarda , çöp toplayıcıların işini kolaylaştırsak.
O şişeleri, kağıtları toplıyacağım , onca çöpün içinde bulacağım diye karıştırıp durmasalar.
Etrafa çöpleri dağıttıkları gibi, içini dışına çıkarıp her yeri kirletmeseler.
Çöp suları ve sineklerden bertaraf olsak.
Ayrıca bazı belediyelerin sokaklara koydukları büyük kağıt yada cam toplayıcıları daha bi aktif kullansak….
Aslında bilinçlenmek ve kendinin farkında olmak çok önemli…
Her hangi bir konuda ben ne yapabilirim sorusu her kesin aklına takılmalı …
Bir takım otoritelerden şunu şöyle yapın kurallarının zorla dikte ettirilmesinden önce insanın kendine yaklaşımı biraz sevgi dolu ve bilinçli olmalı…
Ben ne yapabilirim anlayışı, her yerde ve her koşulda insanın toplu yaşamında ortamın daha düzenli , güzel ve yaşanabilir olması için gerekli galiba…
Bana ne! cilik, adam sendecilik her koşulda bizimde karşımıza çıkabiliyor.
Toplumun ve de en önemlisi insanın sağlıklısı kendine saygı, ötekine saygı, doğa ya saygı, küçüğe saygı, büyüğe saygı , insana saygı,……..v.s. v.s. v.s. ile yaşama katılmayı ve yaşamsal değerlerini algılamayı anlayabilir ve öğrenebilir.
Çünki, burası bizim evrensel planda evimiz , bizler her daim sağlıklı,mutlu ve umutlu, neşeli sevgi dolu olabilmek için bazı es geçilemez kurallara dikkat etmeliyiz.
Bu kuralları bize birileri dikte ettirselerde , ettirmeselerde…
Yolumuzda handikaplar ve algılanması gereken insani değerler çok fazla ama önce kendi ürettiğimiz şu başımıza sornu olan çöplerimizi bi toplamayı becerebilsek…
Dikkatimi çeken konular şimdilik bunlar…! sizin dikkatinizi çeken önemli konular varsa çevre ve doğa açısından yorum yapabilir ve düşüncelerinizi diğer okuyucularımızla paylaşabilirsiniz. Katkılarınızı bekliyorum.
Sevgiyle Kalın…
|