Dünyada zamanı mekanı, saati zamanı belli olmayan, yaşa başa bakmadan gelip tokat gibi çarpan aşk en aykırı şekilde buldu mu İnsanoğlunu; bedenler yitirmenin yıkımına ve ödeyeceği ağır bedellere de boyun eğmeye en başından sessizce razı gelirler.
Aşkın tek sığınağı düşlerdir. Aşık olan dünyalı içten beden duvarını yumruklayan sessiz çığlıklara yeniktir. Umutlar sonsuzdur. Suretler dümdüz yaşamaktan vazgeçer, inleyen ruhların arasına karışır. Gözü açık kör olur. Gözü kapalı yarınlara taşımak istediği umutlarına teslimdir.
Aşık bir yağmur damlası olup sevgilinin yanağından koynuna düşmeyi hayal eder. Sevgili yaşam kaynağıdır. Nefes misali koklanan nazlı bir çiçek, su gibi berrak saf vazgeçilemeyen olmazsa olmaz sevdamız. Dilinden dökülen bir kelime ile hayatımızı zindan ederken bir bakışı ile dünyaya güneş gibi doğandır. Suskun ama varlığı ile yanımızda iken bile ruhumuzda müzikal havası estiren, yangın yerimiz, bestelerin ilhamı, uğruna can verilendir.
Aşk bir hayal bile olsa benliğimizde ki yoğunluğu ile gerçeklerden daha gerçektir.
Aşkın karşılığını tam olarak bulan var mıdır? Doğruları nelerdir? Aşkın bayrağını dik tutmaya çalışarak taşıyan insanoğlu günümüz de aşkın yaşanırlığını ne kadar koruyabiliyor? İnsanın özü olan bir sürü değer yitirilirken aşk ilk gün ki kimliğine nasıl sahip çıkıyor? Eksilmiyor, kaybolmuyor, yıkıntılarının altından kalkarken nasıl da hemen sığınılacak yeni bir liman bulunuyor.
Aşk algısı hep açık kalıyor. Her şeye rağmen insanoğlu bu değerden vazgeçmiyor. Ben duygusunun tam anlamıyla tavan yaptığı günümüzde çıkara dayalı ilişkiler arasında bile yerini buluyor. Şekil değiştirdiği kesin *bir günlük* aldatmacası ile süslenmiş olarak karşımıza çıkıyor olsa da dayanılmaz büyüsü aşkı cazip kılıyor. Aşka sarılmak, aşkla avunmak, yaşama sevincini kayıp etmemek, ait olduğunu, düşünüldüğünü hissetmek, sevmek ve sevilmek... Gönüller inciniyor, kırılıp dökülüyor da bir zaman sonra yıpratan hüzünle baş başa kalınca bile yaşananların hayaliyle bükülmeden yola devam ediliyor.
Aşk duygu ve beyin sarsıntısı yaratan bir enerjidir. Hissedilmemesi imkansız dır. Ruhun depremidir. İnsana var olduğunu hissettiren duygu patlamasıdır. Aşık tüm varlığı ile sevgiliye yönelir. Sevgisini, benliğini sorgusuz ve sualsizce sunar. Bedeli her ne olursa olsun, razıdır.
Aşk da hüzün gizlidir. Gözyaşı saklıdır.
Aşk deniz misali kimi zaman dalgalı kimi zaman sessiz ve durgun bazen de deli dalgalara teslimdir. Mutluluk getiren aşk aslında mutsuzluğu içinde taşır. Bu ikilem doğasında vardır. Kaygılar doğurur, huzursuz eder, sorular içinde bırakır, yürekleri dar eder. Aşka teslim olanların O'nu devam ettirmesi ne zordur. Güvencesi yoktur, geleceği belirsizdir.
Aşk yıprandığında gölgeler arasındaki nefret filizlenebilir.
Aşık olmak insanın mutlu olma yolunda attığı en önemli adımdır. Aşk iki insan arasında yaşanan en özel duygudur. Karşılıklı duygulardır. Müthiş hüzünler yaratan tek taraflı olanının adı aşk değildir. Tutkuya özlemdir ve sadece o kişiye aittir. Ve hiç bitmeyebilir.
Ah Aşk ! Yaşaması ne kadar mükemmel ve ne kadar da zor, vazgeçilmez bir duygusun.
Her yüreğe ideal bir aşk dileğimle… |