Hani olur ya bazen, bir rüzgar esiverir de küller tozlar uçar gider. Gözlerinizin önünde tüm gerçekliğiyle anılarınız canlanır.
Bu sabah birden anı defterim aralanıverdi. İçinden kopup önüme düşüveren sararmış sayfalara bakakaldım. Keyifli bir tebessüm yayıldı dudaklarıma.. Giysi dolabımın içinden gerilerden bir elbise kılıfını alıp fermuarını açtım...Yeşil üzerine nar çiçeği desenli Vakko İpeği kayıp düşüverdi askıdan, ayaklarımın dibine..Yerden alıp yatağımın üstüne serdim ve düşüncelerim birden geçmişte ki bir 14 Mart gününe doğru kayıp gidiverdi..
İzmit'te yaşıyoruz. Babam İzmit Devlet Hastanesinde mecburi hizmetini yapıyor. Aynı zamanda muayenehanesi var. Öğleden sonraları da hasta bakıyor.
Doktor arkadaşları ile o sene muhteşem bir balo ile Tıp Bayramını kutlama kararı alıyorlar. Evde sohbet ederken aklıma piyango düzenleme fikri geliyor. Babam bu konuya sıcak bakıyor ve arkadaşlarıyla paylaşıyor. Piyango'nun gelirinin hastanede yatan özürlü çocuğa verilmesi kararıyla çalışmalara başlıyoruz.
Öncelikle doktor aileleri, eş dost, arkadaş herkese haber ulaştırıyoruz. Evlerinde kullanmadıkları, fazla yer tutan, gözden çıkardıkları, sağlam objeleri bize ulaştırıyorlar. Hepsini annem ile elden geçiriyoruz. Tasnif ve numaralama işlemi ve piyangonun sorumluluğu bana ait oluyor. Babamın muayenehanesinin bir odasını bu işe ayırıyoruz.
İlk defa böyle ciddi bir sorumluluk üstleniyorum ve çok heyecanlıyım. Babamı arkadaşlarına mahcup etmekden ödüm kopuyor. Hastanede ki hemşire hanımlar da 14 Mart akşamı piyango dağıtımında yardımcı olacaklar. Sepetler alıyoruz, annem onlara süslü kılıflar dikiyor. Hediyeler torbalanıyor, numaralanıyor.
İzmit'in en güzel salonlarından biri tutuluyor. Babamla salonu teftiş ediyoruz. O menü ve diğer işlerle uğraşırken ben, hediyelerin konulacağı yeri tesbit ediyorum.
Bu arada annem, kendine, bana ve kızkardeşime tualetler dikme kararı alıyor. Kumaş sandığının başına geçiyoruz. Ben seçimimi yeşil üzerine nar çiceği olan ipekliden yana kullanıyorum. Sıra model seçimine geliyor, Burda mecmualarına gömülüyor bu işi de hallediyoruz. Takip eden günlerde, ben model kalıplarını çıkarıyor ve teyel işlerinde anneme yardım ediyorum. Hiç kıpırdamadan durduğum halde iğne batmadan prova olmayı beceremiyorum. Kol karşılaştırmasından nefret ediyorum. (Dikiş bilene sorun) O harıl harıl dikerken, kahve molalarında; İzmit Saat Kulesinin ardında ki evimizin camından bir yandan dışarıyı seyrediyoruz.
O ay yağmurlar dur durak bilmiyor. İzmit'i sel götürüyor. Evin ufak tefek ihtiyacı için dışarı çıkarken, uzun sarı naylon çizmeler, kalın yağmurluklar giyiniyoruz. Suların içinde yürümeye bayılıyorum.
Bir de babam, solist olarak Türk Sanat Müziği sanatçısı Ahmet Özhan'ın 14 Mart gecesi sahne alacağını haber vermez mi...Yürekler ' hop' ediyor. Hastane karışmış; babama uğradığım da genç hemşirelerle heyecanlı sohbetler yapıyoruz. Hepimiz o gece çok güzel olma çabasındayız da ben sorumluluğumu yerine getirme derdine düşünce; eğlenmeyi düşünemez oluyorum.
Büyük gün geliyor. Herkes çok şık, en güzel giysileri için de salınıyor. Piyango dağıtımından yüzümün akıyla çıkıyorum. Çok güzel bir 14 Mart Tıp balosu yaşıyoruz. Ahmet Özhan 'At kadehi Elinden' parçasıyla 3 defa bis yapıyor. Salonda ki kadehlerin yarıdan fazlasının kırıldığını yazmasam da olur sanırım.
O gece en önemlisi hemşire hanımlarla Ahmet Özhan'ı kulisden çıkarken yakalıyoruz. Hep birlikte resim çektiriyor, imzalı resimlerini alıyor, hayran hayran seyrediyor, sohbet ediyoruz.
Ve en unutulmazı, ertesi gün babam ve doktor arkadaşlarıyla piyangodan kazanılan parayı; özürlü, hasta çocuğun ailesine veriyoruz. O anne-babanın hallerini hiç unutamadım. Minnetlerini ifade edişlerini...Sevinçlerini, gözyaşlarını...
Babam bu konuda gösterdiğim çaba ile orada bulunmayı hakkettiğimi söylediğinde çok gururlanmıştım. Bugün ise hayatımın en önemli tecrübelerimden birini bana yaşattığı için baba'ma müteşekkirim.
Ahhh....Kaç seneler geçti üstünden...Ama hala dün gibi ve taptaze anılar.
İpek elbisemi yatağımın üstünden alıyorum,havalanması için balkona çıkarıyorum.
Ama temiz havaya benim daha çok ihtiyacım var galiba?
14 Mart Tıp Bayramınız kutlu olsun...
|