Hava mis gibi, yağmur çiseliyor.
Şeytan diyor ki, tak sevgilini koluna, bir şemsiyenin altına sığma bahanesiyle sokul sokulabildiğin kadar. Üşüyorum diyerek sızlan, kedi gibi mırıldan. Öylesine, etrafına bakınarak yürü yürüyebildiğin kadar.
Su sıçratarak geçen vasıtalara aldırma. Arkalarından küfretmeyi bir başka bahara ertele. Bırak geçip gitsinler. Nisan yağmurunun çılgın sağanağına inat başını yere eğmeyen, birbiri ardına dizilmiş, rengarenk lalelerden gözlerini ayırma. Hatta bir de şarkı tuttur. ‘’Lale devri çocuklarıyız biz…’’ diyerekten. Öylesine gönülden ve arzulu söyle ki, sevdiğin de eşlik etmek zorunda kalsın, nakaratına.
Mis gibi bir sahlep kokusu alırsa burnun, hemen bir mola ver. Yanında tarçınlı kurabiye. Evet, tarçınsız sahlep, tarçınlı kurabiye.
Dünya'ya boş ver. Bu sabah gazetede okuduğun iç bayıltan haberleri unut. Az evvel televizyonda dinlediğin, aynı tas aynı hamam başlıkları da duymamış ol.
Dilin, damağın yansın sahlep içerken, tarçının rayihasında kaybol.
Bakışlarını sevdiğinin gözlerine kilitle. Ondan başkasını görmez ol. Sen ve O dışında ki herkes, her şey flu olsun. Muhakkak elin eline değsin. Teninin sıcaklığını hisset. Kedi gibi yanaş, parfümüne karışmış kokusunu yakala. Fırsatını bulduğun ilk anda bir öpücük kondur yanağına. Tutkulu, şefkatli ama arzu dolu. Sevmenin, sevilmenin tadını çıkar.
Bir papatya al eline, seviyor-sevmiyor yap. Sevmiyor da kalırsa pembe yalana başvur. Seviyor ile bitir. Hep sev, hep sevsin.
Tabiatla birlikte, beden de hareketleniyor, kıpırdanıyor. Çılgıncasına bir başkaldırı bu. Beden, kış uyuşukluğundan en güzel mevsimine uyanıyor. Daha mahmurluğunu atamadan üzerinden, duygular, gönül duvarlarına sabırsızca, deli dalgalar gibi çırpınarak, süratle gelip çarpıveriyor. Sevgi kuşağı havada uçuşuyor. Sadece gönül gözüyle bakanlar, onun renklerine kapılıp; özlemle ucundan yakalayıp, sarınıveriyorlar.
Aylardan Nisan, şimdi yağmurda aşk zamanı, değerlendirmek gerek!
Belki de bir şiir yazıp, şarkı bestelemek gerek!
***
YAĞMURLA DANS
Yağdırdığın aşk yağmurları, okşadı, sersemletti beni.
Her bir damlada öpücükler, ıslattı, sarmaladı beni.
Denizin ıslaktır kolları, sevdanın taşlıdır yolları,
Şimdi geldi vuslat zamanı, yağmurda kaybolalım aşkım.
Bağlandım ben sana gönülden, sevdalıyım yağmuruna derinden
Şüphe etme sakın sevgimden, sevgilim, seni seviyorum ben.
Tutunalım, sıkı sıkı hayata, aşkım, yağmurla dans edelim, ebediyen.
Harika Ören (Söz ve Müzik / 8 Haziran 2004)
|