Yerel seçimlere gün be gün yaklaşırken, seçim yarışında ki kara mizah örnekleri
güldürüyor bizi, ağlanacak halimize.
Seçmen olarak bizlerin neler beklediğini hiç merak etmiyor adaylar... Garip bir
yarış var... Herkes benim seçilmem lazım diyor.
Belediye başkan adaylarının ve belediye meclisi üyelerinin tek dertleri seçilmek,
seçmenin tek derdi ise; İş sahibi olabilmek ve akşam evine ekmek götürebilmek.
Yerel yönetimlerde bizleri yönetmeye talip olanlar bilmeliler ki, bizler temiz siyaset,
dürüst ve adil, eşitlikçi bir idare istiyoruz.
Demokratik bir ülke olduğumuza inanmak istiyorum, hepimiz istiyoruz. Farklı
siyasi düşüncelere sahip olsak da, hoş görü ve uzlaşma içinde yaşamak istiyoruz.
Farklı din ve etnik kökenden gelen vatandaşların yüz yıllardır olduğu gibi, kardeşçe
birlikte yaşamasını istiyor seçmen.
Ülkesini seven bir birey olarak, siyasetin böylesine toz duman içinde yaşandığı
şu günlerde, adaylara sesimizi ve düşüncelerimizi duyurmak istiyorum.
Seçmenler olarak biz projelerle karşımıza çıkmanızı bekliyoruz sayın adaylar.
Şehrimiz için, ilçemiz için yada beldemiz için neler yapacaksınız? Bölge halkının
refahı ve huzuru için ne gibi çalışmalarınız olacak? Seçildiğiniz zaman siyasi
partinizin kimliğinden arınıp, herkesin başkanı olabilecek misiniz? Ülkemiz insanı
partizanlıklardan ve ayrımcılıktan çok acılar çekti ve vaat dinlemekten yorulduk !
Gazetelerde ve televizyonlarda gün geçmiyor ki bir skandal haber çıkmasın.
Nasıl bir siyaset anlayışıdır bu?
Öylesine kirlendi ki siyaset ülkeye gerçekten hizmet sunabilecek bilgi ve kabiliyete
sahip olanlar çekinip, girmiyorlar siyasete ve ülke kaybediyor. Siyasi yarışta önde
giden kimler var, izleniyor, telefonlar dinleniyor, video kayıtları ortaya saçılıyor...
Dünyanın hiç bir yerinde böyle siyaset yapıldığını duymadım, görmedim.
Bilen gören varsa lütfen yazsın!
Belediye seçimleri demokrasinin başladığı ilk seçim basamağıdır, yerel yönetimlerde
oylarımızı kullanırken çok dikkatli olmalıyız. Partizanlıktan uzak, adayları tanımaya
çalışarak bölgemize en iyi hizmeti vereceğine inandığımız adaya oyumuzu vermeliyiz.
Adayların ne kadar demokratik biçimde seçildiği tartışılır, parti başkanları adayları
belirleyip bizler sunuyor, bizler de onları seçmeye mecburuz. Seçim yasalarımız
değişip, parti içi demokrasi geliştirilmediği sürece bize sunulan adaylardan birisine
oyumuzu vermek zorundayız. En iyisine vermek için lütfen özen gösterelim...
Seçim öncesi hızlanan yardım kampanyalarını çok iyi değerlendirelim. İnsanlarımıza
yapılan yardımlar bitecektir, gelip geçicidir. Bu yardımlar yerine iş imkanları sağlanmalı
ve insanlar yardımlarla yaşamaktan kurtarılmalıdır. Bu sadaka politikaları ile bir yere
varılmadığını yıllardır görüyoruz. İşsiz sayısı her geçen gün çığ gibi büyümekte, yaşam
devam ediyor, ihtiyaç içinde insanlar kıvranıyor. Toplumun büyük kesimi bunalımda...
Seçmen dertlerine çare bulacak projeler bekliyor...
|