Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29913964
Bugün Ziyaretçi :  4979
Aktif Ziyaretçiler :  4979

ANI DOLU KUTULAR
 
Kutular... Rengi hafiften solmuş, tozlanmış, üzerine ''Ayıklanmalı'' kelimesi yazılmış, üç adet kutu, önümde duruyor. Bahar temizliğinde elden geçirilip, bakılması gerekirlerken, koşturmalarım yüzünden bir Temmuz Pazar gününde karşılıklı bakışır olmuşuz.
Hava mı çok sıcak yoksa kutulardan bana doğru esen; unutulmaya yüz tutmuş anıların, kapağını açtığımda beni yalayıp yutacak enerjisi mi, bu ağırlık, bilemiyorum?
Bakışıyoruz. Hele ki birinin üzerinde (***) var. Bakışlarımı o kutudan alamıyorum. O daha hafif ve dingin; bana göz kırpıyor gibi... Üç yıldız önemli gördüğüm şeylere koyduğum işarettir. ''Önce ben'' diyor. ''Önce beni aç!'' Davetkȃr.
İçimi çekiyor ve soğuk bir içecek almak için mutfağa yöneliyorum. Zaman kazanmak istiyorum. Belki, biraz daha merak etmek, heyecanlıyım. Bir kutu, anımın kapağını açacağım, biraz sonra...
Bana göz kırpan, mor çiçeklerle bezenmiş bir Vakko şapka kutusu... Geçmiş zamanların seslerini taşıyan; hüzne hazırım.
Flört zamanı geldi, yavaşca yana doğru deviriyorum kutunun kapağını..
En üstte şeffaf bir kalp kutu içinde tombala kartları var. Birçok yılbaşımıza eşlik etmiş sevimli kırmızı kartlar bunlar. Yanı başında yaldızlı bir poşet içinde, yeğenimin oyuncakları duruyor. Saklamışım. İki minik araba, bir tahta palyaço (Hep dişlerdi),iki küçük süpermen (Bir keresinde Süpermen gibi camdan uçmaya kalkışmıştı da, aklımızı almıştı). O an ki halimiz gözümün önüne geliyor. Gülümsüyorum, gülüyorum ve kahkahayı basıyorum.
Ve ajandalar...Yooo, onları çıkarıp kenara koyuyorum. En son bakılacaklar, olduğuna karar veriyorum. Beni acıtacaklar, adım gibi biliyorum.
Renkli kurdeleler, atılmaya kıyılamayan davetiyeler, tebrik kartları... Aralarından yeşil bir zarf  ''Al ve beni oku!'' diye haykırıyor. Yeni yıl kartı. Emoş'um yazmış:
-Dün cevahir'de bir iç çamaşırı dükkanına girdim. Kıza popomu dönüp ''Bu ölçülerde süslü don istiyorum'' dedim. Kapıdan çıkarken çok mutluyum çünkü bize göre yok! Bir kere itiraz etme! Beni sen kışkırttın. Ben hiç yazmayıp kendim gülecektim. Kel alaka ama bu bile sizleri sevme nedenlerimden. Bir, Sizleri gülümseyerek anıyorum. İki, pazar donları daha sağlıklı. Üç, don almasam da sizlere bir şey alabilmek bayağı bir mesai gerektiriyor. Dört, Sıska arkadaş da sigara içmese bize benzeyebilir.
SONUÇ; Seni seviyorum. Tanışalı asır oldu galiba ama artık daha çok seviyorum. EMOŞ.
Kartın üstünde ki resimler de, çamaşır iplerine mandallarla tutturulmuş sayfalarda; sağlık, neşe, mutluluk, başarı, sevgi dilekleriyle mutlu yıllar cümlesi yer alıyor. Ah! bir de tarih yazsaydın ya Emoşcuğum.
Elim son sayfası açık kalmış, küçük 1989 cep ajandasına gidiyor. Okuyorum.
* Hayat onu isteyenlerindir.
* Hayatı ciddiye almayın.
* Açık bulduğun pencereden geçmelisin, yarar getirmese de zararı olmaz.
* İnsanın yolu üzerinde kendi ruhsal korkularından başka engel yoktur. Evimiz dünyada, nasıl oturulacağını bilemiyoruz. Sevdiğimiz kadın veya erkek bizi bekliyor ama, O'nu nerede bulacağımızı bilmiyoruz.   Henri Miller
* Farklı olaylar farklı kişilerin başına gelir. Önenli olan olay bitimin de nasıl davranılmasının bilinmesidir.
* Özgürlük sorumluluktur.
* Uzun ömürlü, mutlu evlilikler; akıllı, güçlü ve sabırlı erkek ile kadının eseridir.
Anlıyorum ki bu, kendimi yapılandırmaya başladığım bir sene olmuş. Hayatı anlamak için derinden bakmaya başladığım bir zaman dilimi...Sık sık okumak, aklımda tutmak üzere beğendiğim cümleleri, ajandamın arka sayfasına not almışım.
Yere düşen bir takvim yaprağında dört satır, tarih 3 Ocak Cuma. ''Evimizi yanmaktan, kuşumuzu ızgara olmaktan son anda kurtardık. Vecdi'nin elleri yandı, sinirlerimiz bozuldu''. Evet, acele alınmış bir kararla evden çıkınca, söndürmeyi unuttuğum mumun, hayatımızı alt üst etmeksinden kıl payı kurtulduğumuz gecenin ardından yazmışım.
Ve 2003 ajandası...Bakışıyoruz. Mavi renkli kapağı içindekileri saklayan, büyücek bir BEKO ajandası...Hayatımın kırılma noktası, kanırtarak, acımasızca, ciğerimi sızlatan, yüreğimin avazlarına teslim olduğum 2003 yılı.
Ocak ayı güzel kutlamalarla başlamışken, Mart ayı hayatımıza sıkıca bir şamar indirmiş. 7 Nisan bir Milat, çıldırdığım gündür. Oturduğum yerden gözümü tekerlekli servis masasının üstünde ki doktor aletlerine dikiyorum. Benden bir ben çıkıyor, masaya doğru yürüyor ve çılgın gibi saçlarını kesmeye başlıyor. Deliriyorum. Bir an. Silkindiğimde farkına varıyorum ki hala oturduğum yerden masaya bakmaktayım. Aniden kalkıp, merdivenlerden yuvarlanırcasına iniyor, hastanenin giriş basamaklarına yığılarak oturuyorum. Haykırarak ağlıyorum. Kalabalıklar arasındayım. Ama ben kimseyi görmüyorum. Gözyaşlarım sel oluyor. Aklımı korumaya çalışıyorum. Dudaklarımdan ''Allahım, bana bir mucize göster'' cümlesi dökülüyor. Yalvararak tekrarlıyorum, ''Mucizene ihtiyacım var''. Defalarca tekrarlıyorum, gözyaşlarım bitiyor ki akmaktan vaz geçiyor, sakinliyorum. Başımı gökyüzüne kaldırıp derin derin nefes alıyorum.
Leylekleri görüyorum. Üç öncü leylek gökyüzünde aheste beste süzülüyorlar. Bahar gelmiş. İlkbahar gelmiş. Hayat devam ediyor. Hafifliyorum. Ruhum gülümsüyor. İşte bu, bir mucize...Toparlanıp yerimden kalkıyorum, koşar adımlarla kızıma sarılmaya gidiyorum.
Nisan ve Mayıs'ın ardından 2003 Haziran, düğünümüz var. Can'ım, gelin oluyor. Baba evinden, kendi yuvasına uçuyor. ''BİR DÜĞÜN'' yazmışım bu ayı kaplayan sayfaların başına, kocaman harflerle.
2003 Temmuz. Bu kez ''BİR CENAZE'' yazmışım, bu ayı kaplayan sayfaların başına. Kocaman harflerle.
Sonraki ayların başlaıklarında ise ''KALANLAR GİDENİ GÖNLÜNDE TAŞIR'' yazıyor, büyük harflerle.
 
Hüzün zaman zaman, deli dalgalarla gelir, gönlümün kıyısına vurur
Aşınan kayalar gibi ruhum, suskun, yorgun, öylece durur
Islak kumlara yazılmış hikayeler, ummana karışır
Silinir yavaş, yavaş
DENİZ son kum tanesini alana kadar... 
Ahmet Özhan'ın sesinden dinlemeye doyamadığım bir parçadır.
 

Ekleyen:  Harika ÖREN
Tarih:  9.7.2012
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Harika ÖREN Yazıları
İnsanlığın Kırmızı ÇizgileriHarika ÖREN [ 18.10.2023 Devamı
Tersane İstanbul’da Sanat Rüzgarları EstiHarika ÖREN [ 12.10.2023 Devamı
Begonvil Gölgesinde AdalarHarika ÖREN [ 11.9.2023 Devamı
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsunHarika ÖREN [ 27.8.2023 Devamı
BABALAR; Sevgi Dolu Çocuklar YetiştirinHarika ÖREN [ 18.6.2023 Devamı
20. Yüzyılın Büyük AşkıHarika ÖREN [ 12.5.2023 Devamı
Geleceğimizi belirleyeceğimiz ANNELER GÜNÜHarika ÖREN [ 12.5.2023 Devamı
20. Yüzyılın Büyük AşkıHarika ÖREN [ 8.5.2023 Devamı
CACA Oyunu Caddebostan Kültür Merkezi’nde Harika ÖREN [ 7.5.2023 Devamı
20. Yüzyılın Büyük AşkıHarika ÖREN [ 7.5.2023 Devamı
ENGEL TANIMAYAN VAKIF ve OTİZMHarika ÖREN [ 2.4.2023 Devamı
Çiçekli Badem AğaçlarıHarika ÖREN [ 24.3.2023 Devamı
Zihin özgürlüğüne kilit vurulamaz!Harika ÖREN [ 12.3.2023 Devamı
Evdeki bulgurdan olmak Harika ÖREN [ 5.3.2023 Devamı
Geleceğini KaybetmekHarika ÖREN [ 26.2.2023 Devamı
Sabırla, Köklerimizden Yeniden Doğmak!Harika ÖREN [ 19.2.2023 Devamı
Tedbirde Kusur Kadere İftiradır!Harika ÖREN [ 12.2.2023 Devamı
Puantiye PrensesiHarika ÖREN [ 15.1.2023 Devamı
GELECEĞE YÜRÜMEK...Harika ÖREN [ 8.1.2023 Devamı
YEMİNİMİZ VAR HAYAT!Harika ÖREN [ 2.1.2023 Devamı
2023’e doğru…Harika ÖREN [ 26.12.2022 Devamı
En ulu sevgi; insanlık sevgisidirHarika ÖREN [ 10.12.2022 Devamı
Yaşam Hakkı!Harika ÖREN [ 3.12.2022 Devamı
Sonbahar RüzgarlarıHarika ÖREN [ 27.11.2022 Devamı
İklim aktivistlerinden tarihi eserlere saldırıHarika ÖREN [ 20.11.2022 Devamı
Yeni Nesil KütüphanelerHarika ÖREN [ 15.11.2022 Devamı
CUMHURİYET’E SEVDALIYIZHarika ÖREN [ 10.11.2022 Devamı
Fikir hırsızlığından metaverse dünyasınaHarika ÖREN [ 5.11.2022 Devamı
CUMHURİYET’E SEVDALIYIZHarika ÖREN [ 30.10.2022 Devamı
Yeni fiber teknolojik dünyaHarika ÖREN [ 19.10.2022 Devamı
EKİM’in Hakkını Vermek!Harika ÖREN [ 19.10.2022 Devamı
‘’Anadolu’nun Gelini’’ Eren EyüboğluHarika ÖREN [ 11.10.2022 Devamı
17. Contemporary İstanbulHarika ÖREN [ 24.9.2022 Devamı
Kraliçeler de ÖlürHarika ÖREN [ 13.9.2022 Devamı
Zafer Bayramımızın 100. Yılını kutluyoruzHarika ÖREN [ 28.8.2022 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam