YARIN YAPARIM. Hepimizin sıklıkla kullandığı klasik bir cümledir.
İLERDE ......DÜZELTİRİM. Bu cümleyi de pek kendimizden emin söyleriz.
Bir daha fırsatımız olabilir mi?.. Hiç düşünmeyiz. Rutin hayat koşturmasında, kendimizi ölümsüz varlıklar olarak görürüz.
Başımıza bir şey gelir mi?.. Zaman akıp geçerken, dünya halleri içinde bu aklımıza bile gelmez. Herkese olur, bize olmaz sanırız. Hataları tamir etmek için, gönül almak için sınırsız zamanımızın var olduğunu sanarak; bugün olmazsa yarın olur rahatlığıyla yaşar gideriz.
Gerçek şu ki, bir daha ki sefere yapmak, düzeltmek, gitmek, aramak, görmek; bu hiç mümkün olmayabilir.
Ama bazen rastlantısal olaylar bizi uyandırır ve kendimize getirebilir. Sevdiğim ve zaman zaman gülümseyerek anımsadığım bir olayı sizinle paylaşmak isterim.
Adam, işi gereği yoğun seyahatlere çıkıyor ve zamanla yarışarak çalışıyordu. Her zaman yaptığı gibi o hafta yine annesine sevdiği çiçeklerden göndermek üzere çiçekçiye doğru yol aldı. Arabasını park edip indiğinde, kaldırımda oturan kız çocuğu dikkatini çekti. Gözlerinde ki iki damla yaş, adamın O'na yönelmesine sebep oldu. Kızın yanına gelerek gözyaşlarının sebebini sordu. Kız ''Annem için gül almak istedim ama param yetmiyor'' diye sızlandı. Adam gülümseyerek kızın başını okşadı ve elini tutup yerden kaldırdı. ''O gülü ben sana hediye alsam olur mu?'' diye sorarken, çiçekci dükkanına girdiler. Kızın istediği kırmızı gülü alırken, annesi için de 11 adet pembe, kokulu gül siparişi veren adamın, adres bırakmasına gerek yoktu. Çiçekci zaten annesinin adresini biliyordu.
Dışarı çıktıklarında adam kızı evine bırakmayı teklif etti. Kız çok sevindi ''Evet beni anneme götürebilirsiniz'' diye atıldı, arabaya bindiler, yolu tarif etti.
Ancak bir mezarlığın önünde durmuşlardı. Adamın kalbi sızladı. Kız''Bu gülü siz aldınız, benimle gelmelisiniz'' dedi. Küçük kız elinde ki gülü, adamın duyamadığı birşeyler mırıldanarak; toprağı hala taze olan annesinin mezarın üzerine usulca bırakıverdi.
Kızı halasıyla oturduğu eve bırakırken, annesinin geçen hafta bir kazada öldüğünü öğrendi. Adam içinden yükselen öfke çığlıklarını boğmaya çalışırken, yalan yanlış bir iki cümle ile kızın acısına ortak olmaya çabaladı.
Arabasına bindiğinde, küçük kıza rastlamış olmasının bir sebebi olduğunu düşündü ve annesini ne kadar uzun zamandır ziyaret etmediğini hatırladı. Gözleri yaşardı. Derin bir nefes aldı. Geriye çiçekciye dönerek ''Siparişimi elden götürmeye karar verdim'' dedi ve pembe gülleri kucakladı. Arabasını annesinin evine doğru sürdü. Mezara bırakılan gül, birden hayatın acı gerçeği ile yüz yüze kalmasını sağlamıştı.
Ah biz unutuyoruz. Tüm dünya için sadece bir kişiyiz biz ama sevdiklerimiz için bir dünyayız. İnsanlar için yapabileceğimiz iyi şeyleri, ertelemek yerine, hemen yapmalıyız.
Hayatın ertelemeye tahammülü yok!
Harika Ören/Efecehaber İstanbul Temsilcisi
|