Özgürlük medeniyetin insana bir armağanı değildir.
Hiç medeniyet yokken insan oğlu daha özgürdü.
Cehennem insan yüreğinde sevginin ve vicdanın bittiği yerdir.
Sabret, inci tanem bekle beni,
Döneceğim mutlaka , sabret.....
Ağlama ne olur vazgeçme bekle beni
Döneceğim mutlaka sabret,
Uzayan ve kısalan yollarda ilerlerken, zamanın ve insanoğlunun kendi elleriyle hazırladığı şeylere yetişmek ve tutunmak çok zor.
Ajanslarda bir mesaj dikkat çekiyordu.
-Allayıp pullayıp tütün içiniz diye önümüze konulan paketlere, büyük puntolarla ''sağlığa zararlıdır'' yazılması gerekli değilmiş...!
Bu konu düşünmeye sevk etti.?
Tabii çok haklılar.
Herkesin kendine göre , iyi kötü bir aklı var,
Paket seni uyarmak mecburiyetinde mi?
Sen insan olda sağlığına, midene, cildine, sesine ve boğazına, cinselliğine, dişlerine, akciğerlerine, parmaklarına ve kaslarına da dahil zararlı olduğunu düşünde ,içenlere inat içme.!
Önemle üzerinde durduğum konu pasif içicilik konusu...
Dünyada 6 milyon kişi bu mereti kullanıyormuş ve yanlarında bulunan 1 milyon kişide pasif içici oluyormuş,
Sayı çok önemli değil, belki aa bu farklı anlatıyo demeyin!
Havaya karışıp taa uzaklara taşındığınıda düşünürsek, algı gücümüzle çektiğimiz duman da katılınca vay halimize...
Sayının milyarlara ulaşacağı kesin...
Kafeinsiz kahveler olduğu gibi, kükürtsüzünü de ürete bilirmiyiz acaba?
Sorduğunuz için anlatıyorum;
Yarından tezi yok birkaç kişi aramazsa bu ''tütüm tütüm tütesiniz'' konusundan uzaklaşıcam. Benden söylemesi. !
Birinci asal konu, tüttürmemek ve parmaklarımızın, dudaklarımızın özgürlüğüne kavuştuğunu görmek için ne yapabiliriz, şunlar olabilir;
Önce bi güzel niyet ve istek olması gerekiyor.Sebeplerini siz bulun.!
Ardından gözünüzün önünden bu beyaz sarmaları kaldırmalısınız.
Ve en önemlisi bol bol, ama çok bol su içmelisiniz.
Dişlerinizi günde 3 öğün fırçalamalısınız, naneli ve karbonatlı diş macunu ile.
Ne mi yiyip içmeliyiz...?
Niko biliyorsunuz, bize yakın komşumuzdan armağan...Tin konusuna daha sonra değineceğim...!
Patlıcan, marul, patates ,lahana, kırmızı biber, domates ve salatalık bol bol tüketirseniz...
Birde sakız , çok önemli dişlerimizin arasındaki tortuları alması açısından. Tabii diş eti temizliği de yaptırmanız katkı sağlıyabilir.
Ve her gün sabah akşam duş, sıcak soğuk demeden.
Bu arada ağzınızda , yaralar çıkabilir üstelik tüylü tüylü, diliniz yarılabilir, lakin aldırmayın.
Bu bilinçaltının size oyunları. Zira hücrelerimiz protein olarak algıladığı için tepki olarak başımıza bu yaraları açıyor.
Eğer siz ciddi durur iseniz sonunda bilinçaltınız da bu konuda kararlı olduğunuzu anlıyacak.
Birde tabii, hergün en az bir bardak süt, yumurta, yoğurt yemekte protein ihtiyacınız açısından çok önemli.
Diyebilirim ki 1 ay , evet 1 ay sonra eski zamanlardan daha özgür ve bağımsız hareket edebilirsiniz.
Tabii bu size kalmış, yok ben yapamıyorum, leblebi sakız beni kesmiyor da diyebilirsiniz.!
Bütün bunların ötesinde vücudunuzda yaptığı elzem değişiklikleride izlerseniz, ''izinsiz hava sahasından '' uzaklaşmanız ve nefesinizi daha havadar yapmak için bir sebep teşkil edebilir bilinçaltınıza ve üstünüze.
Hiç bir sebep yoktur ki; başka birşeye sebep teşkil etmesin.
Düşün bir kere; Eğer sen kendi sağlığını ve mutluluğunu düşünmüyorsan kim yardım edebilir sana, kim?
Bu yüzyıllardır, kullanımda olan ve çayın kahvenin yanında allı pullu bize çekici gelene dur demenin zamanı gelmedi mi.?
Üstelik kullanım sürene göre yıllarca vücudundan ve evinin duvarlarından bile kokusu, tortuları çıkmayan, keyfine keyif kattığını zannedip seni boş heveslerle oyalayan.!
Bağımlılıklarımızdan kurtulduğumuzda kendimize yada evimize gidip bir hediye almakta çok iyi geliyor.
Umarım Sizi tatlı -sert irrite ettiğim için bana kızmamışsınızdır.
Öfke duvarlarını zorladığımız şu günlerde , bol acılı ve turfanda savaş modunda yaşarken, gelin hiç olmazsa kendinize ve çevrenize bir yatırım yapın.
Görün bakın ne güzel olacak, maddi manevi rahatlıyacaksınız.
M.K.Atatürk 'ün bu konudaki bir sözüne kulak verelim isterseniz.'' biz bu kötü alışkanlığına evvelden tutulmuş olabiliriz ama size bunu tavsiye etmemiz düşünülemez.''.....yılını hatırlamıyorum...
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
Bırakalım zaman ve mekandan özgür ve en güzel , temiz , izinli hava sahası bizim olsun.
Sağlıcakla ve gülümseyerek kalın, kalın ki, yine birlikte bu yolculukta tekamül edebilelim.
Sevgi dolu günlere .....
|