‘’Bir sevgi istiyorum dedi, yüzlerce kişi sevgili olmak istedi’’ yazıma feminist gözüyle yaklaştığım imajı yaratılmış.
Doğruları, yanlışları dile getirmek işimize göre hareket ediyoruz anlamına neden geliyor, bunu anlamış değilim. Belkide henüz işime gelmeyen konularla karşılaşmadım kim bilir.
Sanki ben benim yaşadıklarımın tecrübelerini kaleme döküyormuşum gibi anlamlar çıkarılması hiç hoş değil.
Evet geçmişimde, dünlerde bu günlerde yaşadıklarıma tecrübelerim dahilinde olsun, bu tecrübelere dinlediklerimin, okuduklarımın ve bizzat şahit olduklarımın da katkısı oluyor.
Hepsini harmanladığım zaman da bir çok kişinin de hikayesini kaleme döküyorum.
Açık ve net belkide sert üslupla, sadece kendimi kurban seçerek dile getiriyor olmam bu demek değilki ben bir ’feministim’.
Eşi tarafından aldatılan kadın,
Eşinin koynuna giren aldatmaya çarşaf seren kadın.
Ben eşim tarafından aldatılmadım, aldatan kadında olmadım ki zaten aldatan kadını eshef ve şiddetle de kınıyorum.
Aldatan erkek ya evli olduğunu gizler, yada yıllarca aynı yastığa baş koyduğu çocuklarının anasıyla aralarında hiç bir heyecanın kalmadığını, artık sadece birbirlerine saygı duyan iki insan olduklarını, evliliklerinin bu saygı çerçevesi içinde çocukları için devam ettiğini öne sürerler.
Yada evliliklerinin bazı nedenlerden dolayı anlaşmalı olarak bir süreliğine daha devam edeceğini, bir süre sonrada nasılsa biteceğini dile getirirler.
Birbirlerine sadece arkadaş gibi saygı duyduklarından evliliklerinin devam etmesi, kesinlikle eşlerinden boşanmanın söz konusu olamıyacağını dile getirirken bir aşk adamı olduklarını, çılgınca sevgiyi heyecanı özgürce yaşamak istediklerini de dile getirirler.
Peki be adam, sen bu kadar aşk, sevgi heyecan doluysan neden eşinde tükenen sevgiyi, aşkı heyecanı tamamlayıp, eşinle bu heyecanı, aşkı sevgiyi paylaşmıyor, eşinin de bu heyecan, aşka sevgiye senin kadar ihtiyacı olduğuna yer vermiyorsun?
Eşinin hakkı olanı ondan çalıp bir başka kadına sunuyorsun, acaba eşindeki tükenen heyecanın sebebi sadece suçlusu o mu?
Sen ondan çalıp bir başka kadına sunduğun sürece tabi ki eşin olan kadında da heyecanda, aşk da sevgi de tükenir, o kadın da kocasına olan heyecanını kaybetmiştir. Neden sen özgürce yaşamak isterken eşini de özgür bırakmıyorsun? Aaaa doğru ya olur mu heç? ’NAMUS’
Peki, seninle yasak ilişkiyi yaşayan kadın ’NAMUSUN MU’? Namuslu mu oluyor, sen ise ’ŞEREFLİ’ erkek tabi ki.
Aldatılan kadın sabırla öz veride bulunarak kocasının aldatmasının geçici olduğunu bir süreçten sonra kendisine geri döneceğine umut bağlayarak "çocuklarımız, bunca yıllık evliliğimiz" diyerek affedicilik büyüklüğünde bulunur, ki kocasının tenine bir başka kadının teninin, şehvetin, terlerinin kokusu sinmiş olsa bile.
Neden?
Maddi bağımlılık mıdır, yada maddiyata mahkumiyetlik midir?
Çocukların geleceği söz konusudur. Peki aldatan koca, baba çocuklarının geleceğine iyi bir örnek midir?
Aldatan erkeğin sevgilisi olan kadın.
Bir sevgi, can yoldaşı, bir nefes arayışı içinde, boşlukta olan kadın, erkeğin masum yalanlarına inanarak onunla yola çıkar, veya yolda da kalır. Ama hiç düşünmez ki eşini aldatan erkek onuda aldatacaktır.
Bir de kadınlarımız vardır ki erkeğin evli oluğu umrunda değildir. 'Karısı kadın olaydı da elinde tutaydı’larla erkeğin hayatına girmeyi, ikinci bir kadın olmayı onur ve gururlarına yedirenler.
Pes!
Ha bunca heyecanın içindeaz daha unutuyordum, erkek bir de der ki bak ben evliyim ama evliliğimde heyecan kalmadı, bir sevgili istiyorum, gündüzleri seninle olurum, tüm masrafını karşılarım hatta cebine haşlığınıda koyarım ama geceleri eşimin de yanında olurum.
Oh ne ala, ne güzel! Kadının işine gelir ve erkeğe der ki ya ben seni ve beni geceleri özgür bırakmanı seviyorum sevgilim.
Acaba o kadın
Sevgili mi?
Metres mi?
Şimdi ben sormak istiyorum, ben feminist miyim?
Yoksa cesurca konuşan bir kadın mı?
|