Nerden çıktı bu demeyin...!
Aramızda havalananlar, ayakları yere basmayanlar çok.
Şu son farklı zamanlarda, huyu huyumuza , suyu suyumuza uygun insanlarla karşılaşmak zor oldu.
Tabii bize yakın gelenler olabilir, ama genellikle karakterleri çözmek ve uyum sağlamak biraz lafın gelişi masraflı gibi.
Yani, birilerine birşeyler anlatmıya çalışmakta zorlanıyor musunuz?.
Yoksa öyle gelmiş, böyle gider diye pek aldırmıyor musunuz.?
Eskiden olsa tam olarak anlaşamadığımız birine beyin özürlü deyip argo tabirle, geçip giderdik ama şimdilerde bu şekilde ithamda bulunmakta abesle iştigal oluyor.
Çünki., sen misin bulaşan.!
Bir sözel anti parantez taarruzla karşılaşabiliyorsunuz, bir sinir stres, gelde bunun sonucunda saldırgan olma.
Çokca sakin ol, sinirlerine mukayyet ol demek gerekiyor, kendi kendine, gün içinde .
İstediğin edebiyat kitabından şiirler oku, yada hoşuna giden bir müzik dinle ama bozulan sinirler daha sonrasında bir türlü yerine gelmiyor şöyle uzunca bir saatler geçmeden.!
Deymeyin keyfimize...
Hemen hemen her ortamda ve her yerde , kuyruk beklerken, manavdan meyve sebze alırken, postanede işlem yaparken, yada yolda yürürken şöyle bir etrafınızda olan bitenlere göz atın...
Yoldaki araçların gürültüsünü bir tarafa bırakırsak, gelip geçenlerdeki telaş, tereciye tere satan ve suratlanmaktan değişik tuhaf mimikler edinmiş yüzler.
Üstüne üstlük yanınızdan geçerken size şöyle sıkıca çarpıp, hiçbişey olmamış gibi uzaklaşanlarda bi ayrı inceleme konusu olabilir.
Şimdi gülmenin tam sırası....
Yine şikayetlenmekte üstüme yok galiba...
Sözde hiçbir şeyden negatif üretmiyecektim.
Ama olaylar ve insanlar üstünüze üstünüze gelince , morallenme ve moral verme konusunda daha iyisini yorumlamak biraz şaka oluyor.
Hani Temelle , Dursun aynı odada uyuyorlarmış,
Dursun çok fazla horluyormuş,
Temel sağa dön sola dön uyuyamayınca,
Dursun’ u dürtmüş.
Ula dursun ha yeter gari bi susta dalalim.
Dursun’da uyku sersemi
Aman Temel sen hala dalamadin mi?
Ben çoktan karşi sahile yanaştim, kelebek olup uçuyorum.
Ansızın Havalananlardan biri olarak, kuş bakışı olayları ve insanları yorumlamak iyi hoşta, yere inince aradığımızın sadece birbirine gülümsemenin narin hoşluğu ve bir nasılsın?’ ın sade inceliği olduğunu daha iyi anlıyorum.
|