Uzun bir zamandır içine kapanık dünyasından kopmuş gibi yaşardı, günlerini suskunluğuna hapsetmişti, pek konuşmazdı.
‘’ Kendimle savaşmalıyım içimde boğulan beni benden azat etmeliyim, geçmişimi kara silgiyle silip yeni bir ben yaratmalıyım.
Yılların neresinde takılı kalmış nasıl niçin kaybolmuştum keşfetmeliyim, o kaybolan yılların içinde bulmalıyım ben beni.
Bulmalıyımki ben bana kavuştuğumda iyi biliyorum ki daha bir güçlü daha bir kendimden emin yarınlara kendi gözümle daha bir aydın bakarak kendi kararlarımla yürüyeceğim ve yeni ak sayfalar açacağım derdi‘’.
Çocuk yaşta mutsuz bir evlilik yapmıştı.
Eşi onu sadece yatakta bir kadın olarak görürdü.
Eşine hürmetkar, hem çalışan hem ev kadını ve iyi bir anne olmalıydı.
Bana arada bir içini döker geçmişteki anılarını anlatırdı.
‘’ Tüm haftayı hayvan gibi çalışarak hizmetçi gibi ev işleri pişir taşır, çocukların dersleri ihtiyaçlarıydı inanki yorgun ve bitkin düşüyorum.
Bu sorumluluklarım yetmiyormuş gibi her hafta sonu haftalık alış verişide yapıyorum, taşırken inan kollarım kopuyor.
Bazen eve geldiğimde içim boşalmış bacaklarımın dermanı kopmuş bir halde salonun orta yerine yığılıp kalıyorum.
Bir Cumartesi pazarım var ev temizliği bitiminde oh dinleceğim derken bir bakarsın habersiz misafirler eve dolar hoş gelmişler sefalar getirmişler ama sabaha kadar erkekler içki içer kumar oynar bense getir götürlerden bitkin düşerim.
Yada eşim benden habersiz arkadaşlara söz vermiştir çoluk çocuk biz gideriz sohbet yerine yine erkekler içkiydi kumardı biz kadınlar ise çocuklar oturduğumuz yerde kocalarımızın keyiflerini beklerken artık yorgunluktan uykusuzluktan gecenin bir saatinde olduğumuz yere sızar kalırız.
Hah erkeklerin kumarları içkileri bitmiştir nihayet sabaha karşı ya misafirler gider yada biz misafirlikteysek evimize döneriz.
Nihayet çocukları yatırmışımdır bitkin bir halde yatağıma girerim.
İnan nefret ettiğim bir konu var, iğreniyorum artık.
Bazen öyle bir hale geliyorumki banyoya gidip istifra eder saatlerce ağllıyorum.
Eşim ağzı leş gibi alkol kokusuyla, kimbilir en son ne zaman yıkanmış ve ne zaman dişlerini fırçalamıştır bilinmez.
Efendim canı sex istemiştir.
Bana sormaz bile bende arzulumuyum istiyormuyum istemiyormuyum ki bazen debellenirim yahu çok yorgunum desemde o işini görür.
İşte bu yüzden önce hafta sonlarından sonra kadın olmaktan nefret ediyorum.
Hatta ağır ithamlarıyla beni suçlamış olması beni dahada yedi bitirdi.
Aldığı alkollerin yüzünden iktidarını kaybetmiş.
Benimle cinsel ilişkiye girmek istediğinde cinsel organı işlem dışı kalmış başarısız olmuştu.
Bu durum defalarca yaşanmıştı, neymiş ben onun erkekliğini öldürmüşüm.
Erkekliğini öldürdüğüm ithanımda bulununca zifaf gecemiz aklıma gelmişti bana onun.
Evet zifaf gecemiz.
Bir kargaşalık o geceyaşanmıştı.
Ben evlilik konusunda hele birde zifaf gecesi hakkında hiç bir şey bilmiyordum, daha çocuktum yahu evlendiğimde. Ben sohbet edeceğimizi beklerken haydi yatalım dedi.
Kendisini tanımıyordum bile. Ne olurdu önce biraz sohbet etseydik dedim içimden.
Her halde zifaf yerine getirilmesi gereken çok önemli bir vazifeydiki acelesi vardı o yüzden.
Çok utanıyordum.
Işıkları söndürdüm delme çatma basit bir gelinlik diktirmişlerdi bana, gelinliğimi çıkarttım geceliğimi giydim ve yere serilmiş yatağa yattım.
Karyola olduğu halde yere yatak serilmişti, adettenmiş zifaf gecesinde gelinle damat yerde yatarmış.
Oda soyundu yatağa geldi, beni çırılçıplak soymaya başladı.
Allahtan oda karanlıktı sadece perde aralığından ay ışığı yansıyordu odaya, yoksa çok utanırdım, gerçi yinede utangaçlıktan tir tir titriyordum.
Beni okşamaya başladı, elleri tenimde dolaşırken dahada bir utanıyordum.
Bir ara bana,
‘’sende beni okşasana’’ dedi.
Yahu ben ne bilirim okşamasını içimden oda neymiş dedim ve tabiki okşamıyorum diyede kızacak diye bir korku sardı beni.
Kendimi zorlasamda okşamasını bilmiyordum ne yazıkki.
Bir müddet sonra bir acı hissettim, hissettim ama sadece bir anlıktı gerisi gelmemişti. Çünki cinsel organı işlem dışı kalmıştı ne olduğunu anlayamamıştım bile.Yataktan kalktı lambayı yakıp başını ellerinin arasına almış bir vaziyette divana oturdu.
Ben hemen geceliğimi giydim yatağın içinde oturdum ve onu seyretmeye başladım.
Ne olmuştu acaba niçin kalkmıştı yataktan. Korka korka, ‘’ne oldu?’’ diye sordum. Sen bir şey hissettinmi? diye sordu bana, ne gibi yani dedim’’gerdek işi tamamlandımı dedi, bilmem dedim.
Nasıl yani bir ara canın acıdıya işte o zaman olmadımı?, evet dedim canım acıdı ama hepsi okadar dedim. Cahillik çocukluk işte, ‘’öylemi oluyor peki?’’ diye sordum.
Oturduğu divandan kalkıp yatağa yanıma geldi yorganı kaldırdı altımdaki serili beyaz çarşafa baktı.
Aa bak işte kan var olmuş demekki, ama ben zaten ay haliyim
Yeni evlenen kızlar canlarının çok yandığını anlatırlardı yani bu kadar çabuk ve kolay olmuyormuş benim canım ise azacık yandı dedim.
Peki o zaman tekrar deniyelim dedi. İşte o an cinselliğin bir mecburi görev olduğuna inandım ve evet bitmeli bu iş dedim ama ikinci üçüncü ve defalarca denemelerde de ne yazıkki bekaretim hala duruyordu, çünki cinsel organı benden uzaklaşınca sertleşiyor bana dokunduğunda işlem dışı kalıyordu.
Dışarda hava fişeği atılmıştı.
Eyvah delil çarşafını almaya saldıç geliyor ne dicem şimdi ben saldıca. Ulan ben erkek değilmişim mi dicem, diyerek dişlerini bir birine gıcırtılarla sürtüştürmeye başladı.
Bir taraftan korkuyordum acaba şimdi banadamı kızar diye.
Ama benim suçum günahım ney diyordum içimden.
Yanına gittim, ‘’biz yatmadık sohbet ettik bu saate kadar’’ dersin dedim.
Senin ay halinden bulaşan kanlı çarşafı versek olmazmı diye sordu. Hayır olmaz bekaret kanının daha açık kırmızı renk olduğunu duymuştum anlaşılır dedim.
Gelen saldıca benim dediğimi söyledi ‘’biz bu saate kadar sohbet ettik ‘’saldıç daha sonra yine geleceğini söyledi ve gitti.
Yorgun düşmüş olacağım ki ben uyuya kalmışım.
Sabahın ilk ışınlarıydı uykumun içinde odada birilerinin olduğunu fark ettim. Neler oluyordu burda acaba? , ‘’damada büyü yapılmış’’ dediler, o nerde peki? diye sordum.
Uzak bir köye büyü çözülmesi için hocaya götürüldü, sen korma dediler.
Ben bitkin bir halde uyuya kaldığımdan saldıcın gelmiş olduğunu duymadım. O saldıca durumu anlatmış.
Eyvah büyü yapılmış demişler ve onu götürmüşler.
Öylene doğru dönmüşlerdi hoca büyü yapılmış olduğunu söylemiş bir ipi kırk defa okuyarak üfleyerek kırk düğüm atmış ve onun beline bağlamış.
Kırk saat kırk gün, kırk ay sürebilir büyünün çözülmesi demiş hoca.
Kırk saat sonra büyü çözülmesse gelin hanımı getirin bana birde onu okuyup üfliyeyem demiş.
Tam dört ay ben kız oğlan kız yattım eşimin koynunda.
Her defasında olmuyor olmuyordu.
Cinsellik bizim için bir arzu istek değil dört ay boyunca mecburi bitirilmesi gereken bir vazifa haline gelmişti.
Hoş o mecburi vazife evliliğimiz süresindede vazife olarak yerine getiriliyordu taki ben cinsellikten emekliye ayrılma kararı alıncaya kadar. Komik değil, vazife olunca emeklide olunuyor.
Ben şimdi ise o görevden emekliye ayrıldım’’, artık erkek ve sex adını duymak istemiyorum inanki istemiyorum’’
Aslında onun çok acı ve hazin bir geçmişi vardı.
Evet kadın bittiği tükendiği, erkeklerden cinsellikten her şeyden önemlisi kendinin kadın oluşundan nefretlerini büyüttüğü gün özgür kalmıştır.
Ve özgür kaldığı günden beri kendini izdivaya çekmiş, suskunluğa bürünmüş ‘’ koybolduğum yıllarımın içinden ben beni bulmalıyım ‘’ vede erkeğin e sini alkolun a sını duymak ve hayatımın içine bir daha asla almak istemiyorum, almayacağımda demiştir.
Öyle deme, büyük konuşma hayat o kadar güzelki bir gün o güzellikleri keşfedeceksin ve buna inanki o güzelliklerin tek başına yaşanmadığını da göreceksin ki sen çocuk yaşta yaptığın evliliğin süresince bu güzellikleri görmedin vede tatmadın bir varlık bir sıcak nefes nedir, aşk sevgi nedir bilmedin.
Yüreğine dolan alev alev duygular nedir tanımadın, bedenin titremedi, tenin sicim sicim alevlere hiç terlemedi senin bir gün bunlarıda keşfedeceksin işte o zaman yanlız yaşanmayacağınıda göreceksin büyük konuşma lütfen demişimdir.
‘’Aslaa’’
Diyerek cevap vermişti.
Oysa hala keşfetmemiştiki sık sık aynı soruyu tekrarlardı.
Gül kokulu sevgilerimle.
|