Hayatıma giren ilk erkek.
Aşkı sevgiyi, yumşacık sıcacık şevkati ilk onun kollarının arasında tanıdım.
Korkusuzca ilk onun omuzlarında huzuru mutluluğu tattım.
Onu omuzunda uykuya daldığımda en güzel rüyaları görürdüm, kelebekler gibi bulutların üzerinde onun omuzunda uyurken uçardım.
Ela gözleri gözlerime baktığında sevginin en ateşlisiyle yakardı, yüreğimdeki korku ve tereddütleri söküp atardı.
Uzun boylu geniş omuzluydu birde gri foteli vardı.
Ütüsüz pantolon giymezdi, beyaz gömleksiz ve kravatsız gezmezdi. Ayakkabıları çamurdan değil tozdan bile arınmalıydı ve yirmi boncuklu tespihi her gün silinip parlatılmalıydı.
Yemek masasında dizlerine serdiği ve sık sık yemek arasında parmaklarını sildiği beyaz peçetesi ayrı ayrı olmalıydı ve hatta ütülü.
Gezmeyi eğlenmeyi doğanın tadını çıkarmayı çok severdi. Hafta sonları piknik yapmaya hastaydı.
Bir ud’u birde sazı vardı TSM inden çaldığı eserlerle dinleyenleri mest ederdi.
Masai başında diktatör disiplinli asabi biriydi, mesai sona erdiğinde odacısı ile dahi babacan iki dost arkadaştı.
Düşüncelere daldığında sağ elinin baş parmağı çenesinin altında işaret parmağı alnında olurdu.
Hayat arkadaşı biricik eşini kaybettiğinde bir oğlu vardı.
Eşini kaybetmenin acısıyla bana daha çok bağlanmıştı. Gözlerime yüzüme baktığında gözleri dolu dolu olur ama ağlamazdı.
Beni o sevdiği eşine çok benzetirdi, alnımdan öperken ‘’o’’diye öperdi.
Bende ‘’onun’’ kokusunu içine çekerdi, kulağıma sen benim sevdiğim hasretimsin diye fısıldardı. Geceleri başımı omzuna yatırır bedenimi sımsıkı sarardı. Hasta olurum diye ödü kopardı, beni sık sık meleklere emanet eder hiç kimsenin ağlatmaması için dualar ederdi.
O bir başka aşk sevgiydi, beni hiç terk etmeyeceğini yanlız bırakmayacağını iyi bilirdim.
O benim canım kanım, koruyucum ilk aşkımdı.
Ondan sonraları hayatıma girenlerde o temiz aşkı sıcacık sevgiyi, yumşacık omzu bulamadım.
Şimdi onun sadece duvarımda asılı bir resmi ve o yirmilik tespihi kaldı.
Yüreğime özlemi düşünce, omuzunu özlediğimde, derdimi sırrımı anlatmak istediğimde, yürek sızılarımın kanını sildirmek istediğimde, acılarımı omzunda doyasıya çığlık çığlığa haykırmak istediğimde, göz pınarlarımı yakıp kavuran göz yaşlarımı omzunda doyasıya dökmek istediğimde resminin karşısına geçiyorum,
‘’haydi haydi tut tut ellerimi tut, al başımı yine omzuna al sana çok çok ihtiyacım var çok yanlızım çok. Hiç kimse sen gibi sevmedi beni, hiç kimse sen gibi sarmadı beni’’ diyerek haykırıyorum.
Ben tek bir adamı sevdim
Ondan sonraları hep yalandı
Tek bir adam girmişti
Beni yaşama bağlayan şu kalbime
Ondan sonraları
Hep kapı ardında kalanlardı
Ben tek bir adamı sevmiştim
Tek bir adamı
O
Benim
Babamdı.
Gül kokulu sevgilerimle.
|