Aşk ve tutku...
İnsanın boğazında düğümlenen duygular olarak, yaşanmışlıkların saf güzellikleridir diyebilir miyiz? Bakışa bağlı olarak değişebilirse de, hayatımızda ki yerinin çok önemli olduğu düşüncesindeyim.
Genellikle, bahar rüzgarının taze, duygu dolu, serin nefesi tenlere dokunur. Dallarda ki taze tomurcuklar, başlarını gökyüzüne uzatır. Bülbül sesinin en etkili tınısıyla, tüm görkemiyle güneşe açılan güle şarkılar söyler. Hırçın, yıpratıcı rüzgarların kavurduğu ''yalnız ruhlar'' kapılarını farkına varmadan aralar; ansızın, taşkın yatağından çoşkun bir ırmak gibi çağlayan ''aşk'' gönüllere akar.
İşte O an sanatçının ilham perisinin kanatlandığı andır. İşte o an, usta ellerin, usta dillerin çağladığı an'dır. Sadece bedenlerini besleyen tutku ile yetinemezler. Doygun bir aşk ya da aşırı giden umutsuz bir aşk ya da keskin kırıp döken..Sınırları zorlayan özleme esir olmak belki de sarsıcı duyguların verdiği kırgınlık, küskünlük..Mahzun bir bakış.. Edalı bir duruş, her durumda iç sızlatır, vurur ve derinlerden gelen ışıkla ilham perilerini uçurur, aşk!
Sanatçı ve Aşk ilişkisi yüzyıllar boyunca eserlere yansımıştır. Sanatçının aşkı farklıdır. Sanatçı aşkı cinsiyet gözetmez. O insana aşıktır . Büyük gücün yarattığı ''Muhteşem Figür'' e aşıktır. Kendine aşıktır. Önceleri anlamadığı bu gerçekle daha sonra yüzleşmek zorunda kalmıştır. Kendini sevmeyi sevmiştir; bu duyguyu sevmiştir.
İnsan beyniyle dünyadaki yaratıcı tek türdür. Bireysel kafa yapısı ve ruh yaratıcı olmayı sağlar. Yaşadığı hayata görerek bakar. Düşünsel ve düşsel güçle beslenen aurası, yaratıcılığının sel olup akmasının tek sebebidir.
Tuvaline düşürdüğü hayaline aşık olur bazen ya da sihirli dokunuşlarıyla taşa işlediği surete tutulur. İlhamıyla eşleştiği o muhteşem an başyapıtını verir ; ve bunun da çok kimseye nasip olmadığı kesindir.
Sanatçının aşkı, sorgulanamaz, anlatılamaz. Hikayesi eserlerinde ki yansımasıdır. Sanatçı düş kurar ve yapar, sanatsever bakar ve gördüğünü anlar. Ne anlarsa gerçek O’dur.
Sanatçı ve Aşk, dansları sonsuza dek sürecek, ayrılmaz bir bütündür.
|