Resim çizen insan, farkında olmadan ''sanat'' olgusunu yaratır.
İnsan taşa çiziktirir, duvara çiziktirir; mağara içlerine,kömürle, duygularını, sevincini ve hüznünü, dualarını, korku ve haykırışlarını bırakır. Doğanın sunduğu binlerce görsel malzemesidir.
İnsanoğlu, belki anlatmanın en kolay yolu resmini çizmektir diye düşünmüştür. Anlaşmaya sözcükten önce çizgi egemen olmuştur. Kömür kalem ve kraft kağıt olarak günümüzde ki yerini almasının mecaralı ve uzun bir yolculuğu vardır.
Tercihlerini resm eden insan, güzelliği, hoşuna giden, bakmaktan bıkmadığı, hayran olduğu konuları çizmeye, boyamaya başlar. İster ki hoşnutluklarını herkeslere ulaştırabilsin.
Resmi anlamak için dil bilmeye gerek yoktur. Orada çizgi, renk ve desen konuşur.
Özgür sanat M.Ö V. yy sonunda, halkın bilinçlenmesi ve sanatcının güç ve becerisini tanımasıyla uyanır. Bir yılan gibi kıvranarak, kabuk değiştirerek günümüze ulaşır. Yaşadığı bu geri dönülmez akış ''Sanat Tarihi'' ni oluşturur. Her dönemde ayrı bir ifade, farklı bir ruh yapısının meydana getirdiği eserlerle, mimari ile yakın akraba olarak yoluna devam eder.
Değişim kaçınılmazdır. İnsan ekonomik ve sosyal yaşamının devinimiyle, sanatında aynı yolda ilerlemesine, ister istemez şahit olur ve yeni tarzlar kabullenilmek zorundadır.
Yaşadığı devirde alay ve red edilen, sanatçıların, bugün yarım kalmış tablo ve eskizlerinin bile büyük nakitlerle anılması, büyük ilgi ve değer gördüğünü biliyoruz. Çünkü her bir sanatçı yaşadığı dönemin tanığıdır. Bu gözardı edilemez bir gerçektir, artık üstü örtülemez.
E.H.Gombrıch ''Sanatçıların geleceğin öncüsü olduğu ve eğer onların değerini anlamazsak, onların değil bizim gülünç duruma düşeceğimizi savunan görüş, toplumun en azından büyük bir kısmına egemendir. '' görüşündedir.
Ressam içinde bulunduğu çağı ifade eder. Bunu isteyerek ya da istemeyerek; bilerek ya da bilmeyerek yapar. Denetlenmek istemez. Onu doğruya ancak özgür ruhu götürür. Sonuçda beğenilir ya da beğenilmez. Gerçek sanatçı bununla ilgili değildir, yoluna devam eder.
Ressam ve galerici ilişkisine gelince; işte bu noktada işin içine kazanç girer ki, sanatçı asla para işleriyle uğraşmamalıdır. Ressam eser ortaya koyar, galeri sahibi ise eseri satar. Galeri sahibi sanatçıya ve sanatsevere hizmet eder. Görevi eser ile sanatseveri buluşturmaktır.
Ressamlar birbirlerini izlemişler, yarışmışlar, tutkuyla yenileşme çabasına girmişler,red edilmişler, alay konusu olmuşlardır. Sabırla yaratmaya ara vermeden devam etmişler, yılmamışlardır. Bu yol öncelikle baş koyma yoludur.
Sanat tarihinde görülen odur ki; gelişim hızlandıkca bir önceki dönem daha farklı değerlendirilecek, uslup değişik anlamlara bürünerek sanat yoluna devam edecektir.
Sanatçı yaratısına sahip çıktıkca toplum bilinçlenecek ve biz sanatla nefes almaya devam edeceğiz.
Dünya Ressamlar Günümüz Kutlu Olsun.
|