Havada bahar kokusu var.
Baharın müjdecisi bellediğim, sezonun ilk leylek sürüsünü göreli çok oldu. Kuşlar güneşin ışığıyla birlikte cıvıldamaya başladı.
Manavlarda portakalın yanında çilek yerini aldı. Taze bahar otları tezgahlara çıktı.
Güneşin enerjisi ve ısısı evlere girdi. Pencereler açıldı. Kapılar aralandı. Balkonlarda çiçekli masa örtüleriyle oturma takımları yerlerini aldı. Renkli laleler ile mor dağ menekşeleri saksılarda birbirine karıştı. Bahar iki iklimi sarmaş dolaş ederken, renkleriyle yaşama hareket getirmeye başladı.
Hanımlar, kışlık evlerde bahar temizliği, sayfiyelerde yaza hazırlıklara hız verdiler. Perdeler ve halılar yıkanacak, kıyı köşe uğulacak, mis gibi deterjan kokan perdeler, açık pencerelerden rüzgarla dışarı savrulacak.
Erguvanlar tomurcuklanmak üzere, meyva ağaçları çiçeklendi. Pembeler beyazlarla dans ederken, ılık rüzgara teslim oldular. Yeşil yapraklar güneşe yüz verip parlarken, ceviz ağaçlarının ve ıhlamurların tomurları baş kaldırdılar.
Çamaşır iplerini yenilemeli çünkü bundan böyle, yıkanmış çamaşırlar, rüzgarın sesiyle salınacaklar. Balkon demirleri boyanmalı, belki evde ufak tefek tadilat gerekebilir. Balkona şöyle çiçekli minderler almak gerek ve küçük bir radyo. Kahve keyfine eşlik etsin diye.
Kıyafetler renklenmeye başladı. Güneşin sarısı, portakalı, pembesi hepsi bizim için.
Karşı bahçede ki çimlerin üzeri papatyalarla bezendi. Baharın müjdecisi papatyalar ve gökyüzünde süzülen öncü leylekler...
Artık hafta sonları açık havadayız. Piknik, deniz kenarı, orman, dağ yamacı; doğanın cömertce bize sunduğu baharı doyasıya yaşamak gerek! Kışın miskinliğinden silkinip, leylek kanadında uçmak gerek.
Nereye mi? Varın ona da siz karar verin.
Ben mi? Leyleklerin peşinden güneye...
|