İster İnan, İster İnanma, yukarıdaki tümce her fırsatta dilimize dolanan ve söylemekten büyük keyif aldığımız bir söylem.
Ama kime ve ne için söylendiği ise biraz tereddütlü…
Espri yapmak öyle kolay bir iş değil, bunun absürdü , normali, sür realitesi, geyiği, mantıklısı, mantıksızı , öylesine olanı var.
Öyle konuşurken anlaşılır olmak eee hiç kolay değil.!
Şu espri de ‘’her derde deva’’ olmaktan pek memnun olsa gerek.
İnsanoğlunun esaretinin kaynağı gerçeği reddetmesinde yatar.
Hakikat sizi özgür kılacaktır.
Hakikat mi hangisi.?
Dile kolay bir oluş efsanesinden sonra hangi gerçeğin yalan olup olmadığını anlamak için , espri yapmak ve sonuçlarına katlanmak zorundayız.
Gelde gülme…
Yalandan espride üretilebiliyorsa, anlaşılır olup olmadığımızı düşünmek gereksiz.
Buradan bir başka bilgiye atlayalım.
İyileşmeyi dilemek , iyileşme sürecinin bir parçasıymış.
Ayrıca, olanı kabullenmemek ve de olana direnmek ancak öfke ve acı yaratıyormuş.
İşte şimdi sırası , espri anlayışınıza hayranım.
Bu fikirlerin düşünce üstü ve de öyle, haaa deyince anlaşılabilen ya da hatırlanabilen olgular olduğunu düşünmüyorum, açıkcası.
Zira bu kavramlara espriyle ve gülerek yaklaşsak mutlaka sonuçlarından yararlanacağız.
O kesin gibi…
Olanı biteni anlamak için önce çok ‘’nöron aktif’’ olmakta fayda var gibi.
Eğer bu tip sanrılarınız yoksa, yorulmayın ve de boşuna üzülmeyin…
Espri anlayışınıza hayranım deyin ve geçin…
Kime ne, anladınız mı anlamadınız mı, ya da düşüncenizi ifade mi, ettiniz.!
Ahh çok güzel espriii, buuu.!
* * *
İçimdeki Karanlığı Patlatacağım,
Ve Beynimin en Ölümcül Yaşlarıyla
Ağlaya Ağlaya,
Yepyeni bir İnsan,
Pırıl Pırıl bir Can
Bitecek Topraktan…Can Yücel
Yaşamayı yaşamak istiyorum, demiştin…..
Sevgi sizinle OLSUN…
|