Sebebi Muhayyilemiz,
Bir ileri bir geri sürünürken,
O kadar çok, o kadar çok,
Siyaset ve kamu yönetimine ilgimiz artttı ki;
Sözün gelişi içine battık,
Tabii medya ve görsel basın sağ olsun,
Herşeyi olduğu gibi abartmakta ve ortamı bulandırmakta üstlerine yok.
Hani napsınlar doğru habercilik yapıyorlar, olanı biteni olduğu gibi veriyorlar.
Çık çıka bilirsen,yokuşu.!
Yani kardeşim bebekler bile agu gugu diyeceğine,
Televizyonlarda ki kargaşa ve arbede haberlerinden,
Homur homur arkadaşlarıyla atışır oldular.
Yalan atmıyorum, inanın gözlemledim.
Her şey bir yana bir yerlerden bir şekilde türetilen , yeni.! uygulamalarda hemen düzene uyup gözden kayboluyor.
Önce karşılıklı anlaşılmamaktan bir tufan , karşı gelmeler deyim yerindeyse,
Sonra kabullenme zorunluluktan ve çaresizlikten.
İşte bu noktada sosyologlara ve dil bilimcilere çok iş düşüyor.
Zira insanlara zorla dayattırılan bir takım toplumsal kuralları ikna metoduyla anlatmaları vede ortamı sakinleştirmeleri ihtiyaçtan öte müthiş bir gereksinim oldu..
Karnemizdeki hal ve gidişat notunun yabancı uzman kontrolüne gerek kalmadan eksilerde takılıp kaldığı da ayan beyan ortada.
Yoksa bugün eğitim ve bilim ortamında ne gelişmeler oluyor, yeni buluşlar , teknolojik açılımlar ve atılımlar neler onları anlatacaktım....................!
Sebebi muhayyilemiz bizden ilerde vesselam....
Yıpranan sadece gözlerimiz değil, zihnimiz ve ruhumuz.
Toparlanmak ve kaldığımız yerden devam etmek,
Ne için , kim için ve neden?
Yani kişisel bazda almayın ama herkesin kendisini tartmakta geç kalmaması ve acil eylem planı uygulamasında zorunluluk var gibi.
Bu arada bilim ve teknoloji kendini aşarsa nasıl haberimiz olacak , bu yorumuda sizlere bırakıyorum.
Kalın Sağlıcakla.
|