Bilgisayarımın başında ''Babalar Günü'' konulu bir yazı yazmaya çalışırken, dışarıdan gelen tencere-tava gürültüsünün yarım saattir devam etmesinden, olağandışı bir durum olduğunu anlayarak televizyonu açtım.
Gezi darmadağın...Başbakanın bugün düzenlenen mitingdeki konuşmaları bunun işaretini vermişti zaten. Müzakereler başlayıp, sıcak bir ortam oluşturulmuş, yavaş yavaş çözüme doğru gidilebilecekken, yine sabırsızlık, yine güç gösterisi.
31 Mayıs 2013 tarihiyle başlayan GEZİ OLAYLARI ve devamında ki günler, hafızalardan asla silinmeyecektir. Tarihe yazılmıştır ve çok irdelenecektir.
Ne yazık ki olayların başlangıcında konuşup, anlaşarak bu konu çözüme ulaşabilecekken; ilk aşamada sert bir müdahale uygulanmıştır.17. güne gelindiğinde, dört ölü verilmesi, çıkan gözler, kırılan bedenler, hırpalanan ruhların acısı bir biçimde çıkacak, kimsenin yanına kalmayacaktır.
Baba-lık etmek zor iştir. Devlet Baba çocuklarının ‘’ııh ‘’demesine tahammül edemedi. Sevgiyle, sabırla, karşılıklı konuşarak ama baba-çocuk mesafesini koruyarak gençlerimizle diyalog kuramadı. Gereken bilgi aktarımını yapamadı. Aksine, gaz attı, yakıcı tazyikli su sıktı, can yaktı.
Demokrasi ile elde ettiği gücü, bireylerinin sağlık ve özgürlüklerini bastırmak, sınırlamak, için kullandı. ''Ben bu evin babasıyım, ben ne dersem o olur'' dedi. İmanlarına, mezheplerine, tarikatlarına, dil, ırk ve milliyet farklarına göre sınıflara ayırdı.
Çocuklarının arasına giremedi. O yürekliliği gösterebilseydi eğer, Tunus'dan ülkesinin sorunlarını değerlendirmek yerine, çocuklarının çadırında bir bardak çay içebilseydi, dinleyebilseydi. Yapamadı. Değer görmeyen, birbirini tutmayan sözlerle kandırılmak istendiğini anlayan çocuklar, inançlarını yitirdiler.
İnsan hakları nerede? Nerede Uluslararası anlaşmalara atılan imzalar?
İstanbul’dan, Taksim-Gezi’den sıçrayan kıvılcımlar, yurda yayılıyor. Türkiye ayakta.
Yarın Babalar Günü. Devlet Baba öz çocuklarına yaslanıp, aldığı kararlarla, üvey çocuklarını dövüyor. Ülkenin yüreği daralmış, gözleri yaşlı…
Ben üvey babayla büyümüş bir evlat olarak, babacığımı bir kez daha rahmetle anıyorum. Aile içinde demokratik bir ortamda söz hakkımı daima kullandıran, kişiliğime değer veren, sevgisini üzerimden hiç eksik etmeyen, beni öz evlatlarından ayrı tutmayan babama rahmet olsun.
***
Kilis Yardımlaşma Derneğimizin Yönetim Kurulunca "Yılın Hayırsever Babası" seçilen Kilisli Hayırsever İşadamı Mehmet Kadıoğlu'nu gönülden kutluyorum.
Babalar gününüz kutlu olsun.
Harika Ören
|