Mihrimah Sultan Camii Mimar Sinan ustanın erken dönem eserlerindendir. Kanuni Sultan Süleyman'ın Hürrem Sultan'dan olan kızı Mihrimah Sultan tarafından inşa ettirilmiştir. 1548'de Üsküdar Meydanı'na yapılan bu eserin özelliği, Nisan ve Mayıs aylarında, güneşin iki minaresi arasından doğması ve gün batımında ayın iki minare arasından batmasıdır. İsminin anlamı Mihr-i Mah yani ay ve güneş, olan sultan, bu özellikleri taşıyan bir cami yaptırmıştır. Evvelce, Mihrimah Sultan Üsküdar İskele Camii, olarak anılan yapıda Mihrimah Sultan'ın iki oğlu ve Sadrazam İbrahim Ethem Paşa'nın türbeleri de bulunmaktadır.
Nuruosmaniye Camii İstanbul içinde ki son külliyelerdendir. 1748 yılında Kapalıçarşı, Çemberlitaş çıkış kapısının hemen karşısında yapılmıştır. Mustafa Ağa ve Simon Kalfa ( Mimar Simeon) tarafından 1748'de, Sultan I.Mahmut zamanında yapımına başlanan camii; 1755 yılında halefi Sultan III. Osman zamanında tamamlanmıştır. Avrupa sanat üslubunun belirgin özelliklerini taşır. Barok usulünün Türk Mimarisi'ne uygulanışına tanık oluruz. Cami külliyesi içinde bulunan Nuruosmaniye Kütüphanesi, beş bin adetten çok yazma, basma esere ev sahipliği yapmaktadır. Sebil, medrese, imaret ve türbelerden oluşan, cami içindeki yazılar, zamanın değerli hattatları, Rasim, Abdülhalim, Mehmet Refi ve Müezzip Ali Efendiler tarafından yazılmıştır.
Hüseyin Ağa Camii Halk arasında adı Ağa Camii olan eser, Beyoğlu İstiklal Caddesi'ndedir. 1597 yılında Galatasaray Ağası Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır. 1936 da tamamen yenilenen caminin duvar yazıları Hattat İsmail Hakkı Altınbezer tarafından yazılmıştır.
Osmanağa Camii Aslında Kadı Mehmet Efendi Mescidi'dir. Ama mescid harab olunca, Sultan I. Ahmet, 1612 yılında, Babussaade Ağası Osman Ağa'ya bu camii yaptırmıştır. Camii daha sonra 1811 yılında Sultan II. Mahmut emriyle yenilenmiştir. Ne yazık ki Kadıköy'de 1878 yılında çıkan yangında kül olmuştur. Bunun üzerine aynı yıl yeniden inşa edilen Osmanağa Camii bahçesinde ki çınar ağacı 133 yaşındadır. Cami imamı Mehmet Asım efendi tarafından dikilmiştir.
Teşvikiye Camii Mimarı Yuvan Efendi'dir. Sultan III.Selim tarafından 1794-1795 yılları arasında inşa ettirilmiştir. Bu gün gördüğümüz Teşvikiye Camii ise Sultan Abdülmecid tarafından 1854 yılında yaptırılan yeni bir camiidir.
Caferağa Camii Darüssade Ağası Cafer Ağa tarafından inşa ettirilen yapı, 1900 yılında Vakıflar tarafından yenilenmiştir. Cafer Ağa'nın mezarının bulunduğu camii Kadıköy, Moda Caddesi başlangıcında yer almaktadır.
Büyük Selimiye Camii Üsküdar'da Selimiye Kışlası yanında yer alan camii, yapıldığı semte isim vermiştir. 1801-1805 yılları arasında Sultan III. Selim tarafından yaptırılmıştır. Bünyesinde hünkar kasrı, sıbyan mektebi, muvakkidhane, çeşme ve sebil bulunduran eserin ne yazık ki mimarı belli değildir.
Rüstem Paşa Camii Türk sanatının şahanelerinden sayılan eserin, bir vakfıyeden 1561' e doğru yapıldığı anlaşılmaktadır. Kanuni Sultan Süleyman'ın damadı Sadrazam Rüstem Paşa'nın başlattığı camii yapımı; ölümünden sonra eşi Hürrem Sultan tarafından tamamlanmıştır. Mimar Sinan, başka eserlerde görülmeyen bir teknik kullanarak, camiyi yüksek bir bodrum üzerine inşa etmiştir. 1561 yılında tamamladığı eserin mihrabı, paye ve bingileri İznik çinileriyle bezelidir. Avlusu bulunmayan camiye merdivenlerle çıkılır. Cami yakınında bulunan Çukurhan ve medrese yine Rüstem Paşa tarafından yaptırılmıştır. Tarihi yılların ticaret limanı ve merkezi olan Eminönü, Tahtakale'de bulunan eser, İstanbul'un önemli simgelerinden biridir.
Bebek Camii Sultan III. Ahmed'in sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1725-26 yıllarında, Hümayunabad Kasrı yanında inşa edilen cami, zaman içinde bakımsız kalarak, harab olmuştur. 1913 yılında, Evkaf nazırı Mustafa Hayri Efendi emriyle, Evkaf Baş Mimarı Kemaleddin Bey, camiyi yeniden yapmıştır.
Kandilli Camii 1751 yılında Sultan I. Mahmut emriyle yaptırılan eser, Kandilli İskelesi çıkışının sağ yanında yer almaktadır. Cami bir yangın geçirerek restore edilmiştir.
Hacı Ömer Camii Yapım tarihi bilinmemektedir. Cami yaptıran hayırseverin adını taşımaktadır. Zamanında I. Mahmut'un annesi Saliha Sultan tarafından tamiratı yapılmıştır. 1878 yılında yanmış ve Sultan II. Abdülhamit döneminde Çengelköylülerin yardımlarıyla bugün ki halini almıştır. Hacı Ömer Camii girişinde Şair Sadi'ye ait olan kitabede bu bilgi mevcuttur.
Tavaşi Hasan Paşa Camii 1517 yılında Üsküdar Gündoğumu Cadde'sinde adını taşıdığı kişi tarafından yapılmıştır. Hatice Hatun tarafından 1892 yılında, zamanla kullanamaz hale gelmiş durumdayken, tamiratı yaptırılarak günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.
Hamidi Evvel Camii 1778 yılında Sultan I. Abdülhamit emriyle, annesi Rabia Sultan anısına inşa ettirilmiştir. Cami Beylerbeyi Sarayı'nın Hırka-i Şerif odası yerinde yapılarak, 15 Ağustos 1778'de ibadete açılmıştır. Mimarı Mimar Tahir Ağa'dır. Köşesinde ki çeşmeler ve sebil sökülerek, Alemdar Yokuşu'nun alt başında ki Zeynep Sultan Camii köşesine kurulmuştur. 1984 deki yangında kubbesi çökmüş, aslına uygun olarak yeniden yapılmıştır.
Moda Camii 1952 yılında eskiden gül bahçesi olan bir alana inşa edilmiştir. Bahçesinde yetişen güllerden dolayı Gülbahçesi Camii, diğer adıdır. Caminin hat yazılarını, 1982 yılında hayatını kaybeden Hattat Aytaç Bey yazmıştır.
Laleli Camii III. Mustafa tarafından (1759-1763) tarihleri arasında yapılmıştır. Adını ''Laleli Baba'' denilen bir veli türbesi ve Laleli Çeşme'den alan külliyenin, Mimar Mehmed Tahir Ağa tarafından yapıldığı sanılmaktadır. 1766 depreminden zarar gören binanın altında ki tonozlu, payeli çarşının toprakla doldurulduğu anlaşılmış, 1956-57 yıllarında temizlenerek açılmıştır. Avrupa sanat zevkinin Türk Mimarisine uygulandığı Laleli Camii, aşırı süslü ve gösterişlidir. Sebili, bir türbesi, medreseleri ve bir de hanı vardır. İstanbul'da yapılan selatin külliyelerinin sonuncusudur.
Aksaray Valide Camii 1871 yılında Pertevniyal Valide Sultan adına yapılmıştır. Montani adında bir İtalyan mimar tarafından, eklektik (karma) usulde yapılmıştır. Gotik sanat ile klasik Türk devir sanatı yan yana kullanılmıştır. Avlu kapısını çerçeveleyen çeşmeli cephesi ilgi çeker. Pertevniyal Sultan Türbesi ise 1957 yılında yıkılmıştır.
Yıldız Hamidiye Camii 1886 yılında Sultan II. Abdülhamid emriyle, Mimar Sarkis Balyan'a yaptırılmıştır. Hamidiye Camii ya da Yıldız Camii olarak da anılıyor. Giriş kapısında ki süslemenin altında hat ile yazılmış, 'Besmele-i Şerif' dikkat çekiyor. İç kısımda ise sedir ağacından yapılan dört adet sütun görülüyor.
Kemankeş Mustafa Paşa Camii 1642 yılında Karaköy Kemankeş Caddesi'nde, Kemankeş Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami 1660, 1680, 1731 yıllarında ki Galata yangınlarından zarar görmüş; 1732 yılında Reisülküttab İsmail Efendi tarafından onarılarak, avlusuna mektep ve çeşme ilave edilmiştir. Kalem işleri ile bezeli iç duvarları, kesme taştan yapılan minaresi ile tarihe meydan okumuş eserlerdendir.
Hüseyin Ağa Camii 1603 yılında yapılmış, küçük bir camidir. Samatya Narlıkapı semtindedir. Halk tarafından Arapkapısı Camii olarak da bilinir. Kütahya çinileriyle kaplı mihrabı, taş duvarları, ahşap çatısı ile özgün olan bu cami avlusunda ki mezarın kime ait olduğu bilinmemektedir. Yapı bir dönem Halveti-Sünbüli tarikatının ibadethanesi olarak kullanılmıştır.
Sinan Paşa Camii 1548 yılında Kaptan-ı Derya Vezir Sinan paşa tarafından yaptırılmıştır. Mimar Sinan tarafından inşa edilen eser, Beşiktaş İskelesi'nin karşısında yer alır; görkemli duruşu, renkli camları ve iç süslemelerinde ki ince kalem işciliği ile dikkat çeker.
Mahmud Paşa Camii Eminönü'nde kendi adını taşıyan semtte bulunan külliye Fâtih Sultan Mehmed'in Sadrazamlarından Mahmut Paşa tarafından inşa edilmiştir. İlk defa bu eserde kubbeli çifte büyük mekanlar birleştirilmiştir. 146O'li yılların başında inşasına başlanan, külliye cami, türbe, çifte hamam, han, medrese, imaret, sıbyan mektebi ve niteliği tam bilinmeyen bir mahkemeden oluşmaktaydı. Külliyeye daha sonra çeşme ve sebil ilâve edilmiştir. Bu yapılardan cami, türbe, hanla hamamın erkekler kısmı ve medresenin dershane bölümü günümüze ulaşmıştır. İstanbul'un en eski camilerinden biri olan Mahmûd Paşa Camii cümle kapısının üzerindeki, spiral kıvrık dallı rûmîlerle süslü Arapça kitabesine göre 1463 tamamlanmıştır. Yapı XVII ve XVIII. yüzyılda çıkan şehir yangınlarında büyük zarar görmüştür. 1755-56 yılında III. Osman tarafından esaslı bir şekilde tamir edilen camide mihrap ve minber yenilenmiştir. Cami 1766 depremi dolayısıyla 1785 te, 1827 yangını dolayısıyla 1828-1829'da tekrar onarım görmüştür. Hünkâr mahfili de bu dönemde II. Mahmud tarafından ilâve ettirilmiştir. 1936-1940 yıllarında Vakıflar İdaresi'nin gerçekleştirdiği geniş kapsamlı bir tamirden sonra yapının minaresi de bugünkü halini almıştır. Yine bu çalışmalar sırasında kalem işleri ve alçı pencereler yenilenmiştir.
Candarlı İbrahim Paşa Camii Erken Osmanlı döneminin ünlü vezir ailesinden Candarlı İbrahim Paşa'nın Haliç'e bakan Uzun Çarşı semtinde yaptırdığı camidir. Tarihi hamamı yol inşaatında yıkılmıştır. Cami yıllarca harabe halinde durmuş, 1950’de restore edilmiştir. Oldukça büyük bir yapı olan Candarlı İbrahim paşa Cami'nin kubbe yerinde sivri bir ahşap çatı vardır.
Atik Ali Paşa Camii 1511 de Şah Kulu olayında şehit olan Ali Paşa tarafından 1496 yılında yaptırılmıştır. Çemberlitaş'da şehrin büyük ana caddesi üzerinde inşa edilen eser, cami, medrese, türbeden meydana gelmiştir. 1766 ve 1894 depremlerinde zarar görerek, tamir görmüştür. Atik Ali Paşa Camii, mimari bakımdan bir geçiş camisidir ve Türk sanat tarihinde özel bir yeri vardır.
Bali Paşa Camii II. Beyazıd dönemine ait olduğu sanılan bu caminin 1550 yılında Mimar Sinan tarafından inşa edildiği belgelerden anlaşılmıştır. Yenibahçe ile Fatih arasındaki cami, 1935 yılından sonra büyük ölçüde tamir görmüştür. Fatih semtinde Bali Paşa Caddesi üzerindedir. 1504 de II. Beyazıd'ın kızı Hüma Hatun tarafından eşi Sadrazam Bali Paşa adına yaptırılmıştır. 1894 depreminde çöken kubbesi 1939 de tekrar yaptırılmıştır. Tek şerefeli minaresi sağ tarafta yer alır. Kesme taştan inşa olunmuştur. 1917 de yapılan bilinçsiz onarım sonucu değerini yitirmiştir.
Edirnekapısı Camii Mimar Sinan tarafından Kanuni Süleyman'ın kızı, Rüstem Paşa'nın eşi Mihrimah Sultan anısına yapılmıştır. Külliyenin evvelce altmıştan fazla dükkanı olan bir arastası ve hamamı vardır. 1565-66 tarihli bir belgede bu hamamın adı geçer. 1962-65 yılları arasında yapıldığı sanılan caminin, 1719 ve 1894 ki İstanbul depremlerinde minaresi yıkılmış, ikinci yapımda minarenin hatalı inşa edildiği anlaşılmıştır.
Harika ÖREN
|