Kasım Düşü, Ve bir öykü yazıldı Son bulan yeni başlangıçta On sekiz kapı açıldı, Düş içe On sekizi içiçe Bizimki Kasım düşüydü, Açarken yediveren güz gülleri Hüzün renkli özlem yüklü Yazıldığında öyküler Aralandı kapılar birer birer Çağlayandan dökülürken düşler Bekleyen özlemdi. Gülümseyen pınar suskunluğunda On sekiz kapıydı iç içe On sekizi iç içe Biraz kırgınlık Biraz asilik Bizimki Kasım düşüydü Dolanırken boynumuza oyalı boncuk, Biraz sevinç Biraz şaka Ve sevgi Ve umut Taşınsın Yarınlara...
Pınar ATAY
***
Değerli okurlarım gününüzün güzel, mutlu ve umut dolu geçmesini dilerken, Geride kalan bir konuda tekzip etmek gerektiğini hissettim. Kurban bayramı yazımda biliyorsunuz Ulus meydanındaki- Anafartalar çarşısında gözlemlediğimiz gariplikleri demiyelim ama komiklikleri sizlerle paylaşmıştım. O günden sonra Sözcü gazetesi nerde nasıl bir yayın yaptı bilemiyorum..!, Anafartaları ışıklandırttık diye ortaya çıktı.! Doğru üste gravürler varmış onlar aydınlatılıp , gün ışığına kavuşmuş gece, ne Ala^; lakin gidip baktığımızda orada hala saç levhalardaki sıra dışı yazıların yerinde durduğunu, bordoya yakın hafif delikli söylemesi ayıp köpek heykellerinin hala orada yer aldığını tespit ettik..! sanki üst taraf aydınlatılmış ama alt taraf söylemesi ayıp unutulmuş yada gözden kaçırılmış gibi...! Diyeceğim O ki; eliniz değmişken onları da bi temizlettirirseniz, ortadan kaldırtırsanız pek memnun olacağız.., Hiç olmazsa geçen senenin gazları üstümüzde kalmamış, kokuları bizi bayıltmamış olur!! Bi zahmet!!,, işte bu arada; bir konuda gün gibi açığa çıktı.!Türkçenin lastik halinden olsa gerek esnemek aslında hoş bişiy, esnek olmak her zaman ve her ortamda deneyimlememiz gereken bir hal olabilir.!
********TR 8 Dün Ankara Barosunda Belge ve Bilgi Alma Hakkı Yönetmeliği hakkında bir seminere tesadüf ettim.Tabii Avukatlarımızın kimliklerini bankalarda olsun, resmi yerlerde ibraz edemedikleri, insani ve sosyolojik sorunları olduğu gibi birbirini algılamama,yardım etmeme, fotokopi almada zorluklar ve ücretlendirme , İcra müdürlüğünde yaşanan kavgalı sorunlar gibi bir takım sorunlarla vede ayrıca adliyeye durmadan eklenen yeni oturumlar yada birimler gibi. V.s. konuların görüşüldüğü, ayrıca Yargıtay başkanlığının yayınladığı son karara olan itirazlar gündeme geldi..!Adalet bakanlığı ile Avukatlar arasındaki iletimşizlik gündeme geldi.İzlemlerimize göre topluluğun katkıları daha etkin olması gerekirken geç kalmalardan dolayı bazı sikayetlerin olduğu şahsi başvurularında her tür konuda etkin ve yetkin olabileceği gözlemlendi.
********TR8 Od tüüüü ...konusuna kuş bakışı bakınca ise; gözlemlediğimiz çok ilginç birşeyler oldu , diyelim ki bir üniversite meclis bahçesinde, kurulur mu? Kİ, 15. Kasım 1956 yılında dönemin Başbakanı Adnan Menderes, karayolları genel md. Vecdi Diker, ve bir grup İTÜ’ li akademisyen tarafından ilk açıldığı yıllarda kızılayda emekli sandığına ait bir bina ile TBMM’ ne yakın barakalarda hizmet vermek üzere ‘’ Orta Doğu Yüksek Teknoloji Enstitüsü’’ adı altında kurulmuştur.! 29 Ocak 1957 de 6887 sayılı kuruluş hazırlıkları yasası yürürlüğe girmiş, Tüzel kişiliğine kavuşturan 7307 sayılı kuruluş yasası ise 27 Mayıs 1959 yılında yürürlüğe girmiştir. Eeee yani şimdiye bakınca heryerde pıtırak gibi dikilen üniversite binalarından sonra sanki yer darlığı varda !!! meclisin duvarları arasına sıkışan bir üniversite, dedik.!! Allah allah, Gelgelim, 1960 yılı gibi gibi herhalde ABD Türkiye’ye uğramış ve 4000 ha. Alanı alarak üniversiteye hibe etmiştir!!Yada yapılması,inşa hali için maddi katkılarını sunmuştur..! Algıladığımız Sn. Rektör Kemal Kurdaş (d.1920 - ö.19 nisan 2011) 1956 da imf’ de çalışmaya başlamış, 1960 da ekonomiyi kurtarması için maliye bakanı olarak Türkiye’ye dönmüş.1961 de ise 8 yıl sürecek olan ODTü rektörlüğüne ‘’orman silsilesi ‘’ ile hayat vererek getirilmiştir. Rivayete göre Odtü bozkır ve bir çamur deryası iken, ‘’Birgün İğde kokuları arasında yürüyeceğiz’’ diyerek tiye alınmış çok heyecanlı ve başarılı bir kişiliktir. Odtü 850 kişilik en büyük kapalı salonuna (KKM) adı verilen güzel bir insandır.İlk olarak Mimarlık bölümü 1956, Makina Müh. 1957 yılında tanzim edilerek barakalarda görev ifa etmeye başlamıştır. 1963 yılında ülkemizin ilk kampüs yerleşkesi olan yere taşınmıştır. K. Kurdaş ,Odtü’de amerikan elçisinin arabası yakıldığında ‘’şiddet davranışı değil demokratik bir davranış diyen ‘’de bir rektördür.
Sonuç olarak; geriye dönmeden arazinin bir hibe alan olması sebebiyle olan bitene pes demekte cabasıdır.! Ne yapılmak istenildiği anlaşılmamaktadır.! Anadolu’nun her yerinden zeki ve akıllı öğrencilerin bin tasallut ile gelip zorlu bir ingilizce eğitim gördüğü oksijenin bol, son yıllarda olsun arkadaşlıkların çok güçlü geliştiği,elektif birçok dersin açıldığı, sosyal ve kültürel şehir ve ülke hayatına katkı sunan güzel bir kampüstür.Son dönem kendi insanını kendi insanıyla harcayan bir TürKİye hali ve ahvali gördüğümüz ve duyduğumuz için üzgünüz...! 2013 yılı itibariyle kesilen ağaç , katledilen kurbağa, karınca, böcek, kuş ve toprak hakkı, hava kirliliği, su kirliliği için, Ülke ve Şehir potansiyelindeki zarar ve ziyan için, büyükşehir belediyesinin bu zararı nasıl tanzim edeceğini düşünmek sanıyorum akil adamlığının en önemli sorunu da olsa gerektir.!!!
Saygı ve sevgi dolu çocuklar yetiştirecektik!!!
30.Ekim.2013 Günseli Rumelioğlu ODTÜ-ÇeVRe MüH.
|