Vay vay vay;
Başımızın üstünden akar,Ayağımızın altından kayar,
Sağa dösek solda,Sola dönsek sağda,
Yer yarılsa gökte,Gök sallansa yerde,
Bir bilinmez midir,Neyin nesidir.!..
Zamanın hicvesinden aklıca,Boynuna kiremit saklıca,
Devasa,devden hulasa,Aha aha aha..!,
Ne menem olduğu , ne surette göründüğü belli olmayan..! ,
Zamane uşakları,
Ekonomik cilveler vede hicivlerle boş boğazlık etmeden,
Süründürmeden!, ezdirmeden!, yellendirmeden !,
Dediklerini dayatarak, ve de çengi oynatarak,
Kapitalist atraksiyonlarla, üzerimize üzerimize geliyorlarmış,
Bir devrin , bir dünyanın, bir zamanın hakimi..!,
Samandan sarıca, buğdaydan ehvence, kredi kartından dolaylıca,
Uzaktan, boğazdan, terden, yelden, imbattan, imdattan,
Dizi kolik halktan ,
Daha bir eşraftan vede anlaşılmayan dilden, sözden, kelimeden,
Bırakın ayol, şimdi sırasımı ya tesadüfen, ya asaldan,
Girdi aramıza tıkadı boğazımızı...
Eledi sıramızı, savurdu harmanımızı,
Söğüşledi etnik kökenimizi,
Bizi bizden ayırdı, sıramızıda bu arada sınadı...
Elden gelenle öğün olmaz, oda vaktinde bulunmaz,dedi...
Istakoz satsa ne ola ki,
Sustuk ki, ne sustuk....!
|