31 Mayıs 2013 gününden beri çok şey değişti ve değişiyor. Türkiye büyük bir devinim yaşıyor. Bu devinim acılı gelişiyor ve insanlar sıkıntılı, üzgün, şaşkın; yürekler yanmaya devam ediyor.
Analar ''Gezi Olayı'' sırasında ve devamında toprağa verdikleri çocuklarının yasını tutuyor ve kanları yerde kalmasın istiyor. Gözü çıkanlar, yaralananlar bedelini istiyorlar. Suçsuz yere hapis yattıklarını haykıran, sahte belgelerle paralel devlet kurbanı oldukları açıklanan değerli insanlar hala hapis yatmaya devam ediyor.
Beşiktaş'ta cami penceresine kimin koyduğu belli olmayan bira kutusu, Kabataş'ta hala kimin tarafından taciz edildiği belli olmayan bacı tartışması devam ediyor. Oysa ki yüzlerce kadın en yakınları tarafından acımasızca öldürülürken, kimsenin sesi çıkmıyor. Ve hala başörtüsü mesele haline getirilmeye çalışılıyor.
Ayakkabı kutularını dolarla dolduran, evinde para saymak için makine bulunduran kişiler belliyken, dokunulmazlıklara bürünerek korunuyorlar. Fezlekeler kayıplara karıştı, paralel mi, derin mi derken, deliller yok ediliyor. Haklı haksız, haksız haklı oluyor.
Gözümüzün içine bakarak yalanlar söyleniyor. Görüntü ile söylev birbirinin aynı olmayınca, akıllara şüpheler düşüyor. Çocuğun ile TV karşısına oturamıyorsun, çünkü olayları izah edemiyorsun. Gözün gördüğünün tam aksini beyin kabul etmiyor. Çocukları korumak için İnternet yasaları konuyor ama çocuk kızların imam nikahı ile kocaman adamların koynuna sokulması aval aval seyrediliyor.
Beddua etmeyin, günahtır deniyor. Gezi olayları mağdurları, TC si silinen vatandaşlar, binlerce polis, asker, hakim, savcı, tutuklu, Alevi, Beşiktaşlı, Fenerbahçeli aileden hayır dua alınacağı mı sanılıyor?
Oysa ki ülkenin ciddi sorunları var. İşşizlik aldı başını gidiyor. Dolar yükseliyor. Hastalar ilaç bulamıyor. Hastaneler ücretli, emekliler mağdur oluyor. Yeşil alanlar yağmalanıyor. AVM ler yükseliyorken ne tezattır ki, kredi kart şartları kısıtlanıyor.
Her tv kanalından aynı terane yükseliyor. Paralel, cunta, çete, örgüt, casus kelimeleri her cümlede yer alıyor. 41 kere söylersek olur mantığı mı güdülüyor? Ezber bozmak iyidir de zemini güzel ayarlamak gerekir. Kaygan zemin köpüğü sevmez. Tepetaklak olmak da var.
Seçim dönemindeyiz ama tv lerde sadece hükümet partisinin adaylarına yer veriliyor. Medyada da aynı durum söz konusu... Muhalefet partilerinin aday afişleri, asıldığı yerlerden yok ediliyor. Meydanlar onlara kapalı, konuşmaları engelleniyor. Alo Fatih! hadisesi ise dillerde... Anketler ile oynanıyor. İnsanlar aldatılıyor. Aleyhte gerçek dışı manşetlerle, insanların onuru ile oynanıyor.
Siz insanlara Kutsal Kitap'larında ki Hak'ı öğretirken gözlerinin içine bakarak haklarını yerseniz, ne bu dünyada ne öbür dünyada helallik alamazsınız.
Sandığa giderim; vatanıma, milletime hak ve hukuk düzeni getirerek, dini devlet işine karıştırmayan; yargı bağımsızlığını sağlayabilecek, erkek-kadın demeden, her bir vatandaşını eşit olarak gören; bölmeyi değil, bir araya getirmeyi ilke edinen, hak ve hürriyetlerini koruyan ve kollayan, inandığım parti mensubuna oyumu veririm.
Ben A........NA KONAN MİLLETİN BİR VATANDAŞI OLARAK, APTAL OLMADIĞIMIN BİLİNMESİNİ İSTERİM.
|