23 Nisan’ı bir çocuk saflığında ve neşesinde kutladığımız günlerde ve 94. yılında, Milli kültür ve birlik ahlakında direnen bir şuurla birlikteyiz.
M.K.Atatürk’ün şahsında birleşen ve başarılan yeniden doğuş atılımında geriye dönüp baktığımızda milli şuurun yansımalarını ve bugüne taşınmasını her türlü yanılgıya rağmen algılıyoruz ve anlamaya çalışıyoruz.
T.B.M.Meclisinin ilk açılışında oluşan kurucu iradenin bugüne yansımalarında ve Çocuk bilincine ulaşmasında eğitim aşamalarında gerekli anlatımların oluşturulmasında ve bu duygu ve ülkü birliğinin yansımasında geriye dönerek biriken değerlerin hatırlanmasında fayda var gibi.
Onuncu Yıl nutkunda Atatürk’ün neler söylediğine bir bakalım:
‘’Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesine çıkarmak’’ gerektiğini işaret ediyor ve daha sonraki konuşmaların da ise şöyle devam ediyor:
1 Mart 1922’de Büyük Millet meclisinin üçüncü toplanma yılını açarken söylediği nutukta ise:
‘’Milletimizin inkişaf-ı dehası ve bu sayede layık olduğu mertebe-i medeniyete irtikaası bittabi ali meslekler erbabını yetiştirmekle ve milli harsimizi ila etmekle kabildir.’’
1 Kasım 1932’de dördüncü dönem yılı açılışında ise:
‘’Milli kültürün her çığırda açılarak yükselmesini Türk Cumhuriyeti’nin temel dileği olarak temin edeceğiz.’’
24 Nisan 1920’de Ankara’da, meclis konuşmasında ise söyle diyor:
‘’Millet istiklalinden vazgeçmiyor ve geçmiyecek esası kabul edilmişti. Ancak, bu şart-ı esasiyi daha mahfuz ve muhterem tanımak üzere memleketimizin derece-i imarı, milletimizin serveti, umumiyetle seviye-i fikriyyemiz nazar-ı dikkate alınınca ve bütün dünyadaki terakkiyat ile bunu mukayese edince, itiraf etmek mecburiyetindeyiz ki, biraz değil, çok geriyiz.’’
20 Mart 1923’de Konya gençleriyle ise söyle konuşuyor:
‘’Dünyanın her türlü ilminden, keşfiyyatından, terakkiyyatından istifade edelim, lakin unutma-yalım ki, asıl temeli kendi içimizden çıkarmak mecburiyetindeyiz.’’
1919 yılının Ekim ayında Amasya’ da söylediği şu sözlerin ise üzerinde durulmaya değerdir:
‘’Siyasi cidallerin çoğu bi-sudedir. Fakat içtimai mesai her vakit için müsmirdir. Bizim münevverler buna çalışmalı. Neden Anadolu’ya gelip uğraşmazlar? Memleketi gezmeli, milleti tanımalı, eksiği nedir görüp göstermeli. Milleti sevmek böyle olur. Yoksa lafla muhabbet fayda etmez.’’
‘’Bunun için bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sü’rat ve hareket mefhumlarına göre düşünülmelidir’’
94 yılın ötesinde, sözlerin değeri ve icra etmekteki maksadımız anlamlandırmak ve yad etmek için olursa , işte o zaman bir ‘’ 23 Nisan’’ ruhu ile birlikte olabiliriz.