Müfredattan Atatürk’ün çıkarıldığı eleştirilerine karşı “Biz Atatürk’ü 1.sınıftan itibaren öğretiyoruz” diyorlar ya…
Peki, gerçekten Atatürk öğretiliyor mu? İşte orası çok önemli…
Şöyle bir düşünün, yıllardan beri yani neredeyse son 30 yıldır ders kitaplarında Atatürk’e ait ne öğrendik…
Tamam…
Pembe panjurlu iki katlı bir evde doğduğunu hepimiz biliyoruz diyelim…
Hatta kız kardeşiyle birlikte dayısının bahçesinde karga kovaladığını da…
Ama ya sonrası, isterseniz 1. dünya Savaşı’ndan başlayalım, Çanakkale Savaşı’nda Alman komutanlara rağmen üstün basarı göstererek savaşı kazanmamızı sağladığını kaçımız biliyoruz?
Biliyor olsaydık…
Atatürksüz Çanakkale Zaferi kutlamalarına kim itibar edebilirdi ki…
Gelelim Kurtuluş Savaşı’na…
Ders kitaplarının hangisinde; Kurtuluş Savaşı için millet örgütlenmeye çalışılırken, Sarayın; “Yunanlıların Millicilerden daha iyi olduğunu” anlatıp halkı Kuvayi Milliye’ ye karşı ayaklanmaya çağıran fetvaları bulunuyor…
Ya da Derviş Mehmet’in Kubilay’ı nasıl kestiğini anlatan herhangi bir metin…
Sahi…
Şeyh Sait ve Seyit Rıza olaylarının amacının ne olduğu…
Sevr’den bu yana emperyalistlerin büyük Kürdistan kurma çalışmaları nerede yazmaktadır?
Bundan vazgeçtim…
Hani üzerine sıkça laf ediyoruz ya, neden öğrencilere bugüne kadar Sevr…
Mondros…
Lozan Anlaşmaları ek kitap olarak verilip okunması sağlanmaz, üzerinde tartışılmaz da…
Hemen her gün bir sürü uydurma bilgilerle kafa karıştırılmasına seyirci kalınır…
Sahi neden?
Topraklarımızın bir bölümünün Ermenistan, bir bölümünün Kürdistan olması için, ta o zamandan beri birilerinin emperyalistlerin desteğiyle neler yapmaya çalıştıkları hiç öğretilmez?
Ya
Cumhuriyetle birlikte yapılmasına başlanılan Devrimlerin tümünün; Osmanlıdan kalan çeşitli etnik ve dini kimliklerden tek bir ulus yaratmak için gerçekleştirilip…
Aynı dile…
Aynı tarihe sahip bireyler olmamız için çabalandığını…
Öğrencilerimize ortak milli duygu kazandırmak için eğitimin dini vakıf ve kuruluşlardan alındığını kim biliyor?
O halde söyleyin…
Kılık ve Kıyafet Devrimi’nin de amacı; toplumda farklı dini kıyafetlerin toplumu tarikat ve cemaatlere böleceği düşüncesinden hareketle sokakta yasaklayarak toplumu ulus kimliğinde bir araya getirmek değil midir?
Bugün de…
Tarikat ve cemaat kimliğini öne çıkartıp bunun kılık ve kıyafetleriyle kamuya ve okullara sokulması için çaba harcayanların Türk kimliğine düşman olmaları sadece tesadüfle açıklanabilir mi?
Ya Şapka Devrimi’nin sadece meclis ve kamuda o da sadece kamunun halk nezdinde tarafsızlığını ifade etmek amacıyla zorunlu tutulduğunu kaç kişi bilmektedir?
Yani uzun sözün kısası; çok uzun zaman var ki biz Atatürk’ü gerçek anlamıyla hiç öğretmedik…
Hem öğretmiş olsaydık…
Bu gün FETÖ…
Yarın hangisinin yabancı devletlere hizmet edeceğini bilmediğimiz bir sürü milli bilinç ve duygudan yoksun tarikat ve cemaatlere eğitim teslim edilebilir miydi?
Tabi o işin ayrı bir yanı ama bilinmesi gereken bir şey var, o da ulus kimliği yok etmeden…
Toplumu etnik ve dini kimliklere ayıracak federatif bir başkanlığın başka bir yolu yok…
|