Bilindiği gibi Türkiye adım adım yapılan değişikliklerle siyasi İslam daha doğrusu yeni Osmanlıcı bir düzene doğru ilerlemekteyken…
15 Temmuz Darbesi ve ele geçirilen olağan üstü hal yetkisiyle bu sürecin hızlandırıldığını hemen her alanda görmek mümkün.
Özellikle de eğitimde…
Farkında mısınız?
Neredeyse hemen her yıl yapılan bir dizi değişiklikle neler yapıldığını düşünüyorsunuz…
Doğrusunu isterseniz konunun uzmanlarının bile takipte zorlandığı bu değişikliklerin eninde sonunda vardığı tek yer…
Eğitimin giderek dinselleştiği…
Böyle olunca ister istemez “Ne var bunda? “
“Çocuklar dini öğrenmesinler mi?” Gibisinden aklınıza bir takım sorular gelebilir…
Bu yüzden de konuya açıklık getirmekte yarar bulunuyor.
Şöyle de demek mümkün…
Eğitimde dinsellik artınca hani yeni Osmanlıcılığa soyunuyoruz ya o yüzden söylüyorum…
Ne olur?
Neler değişir biliyor musunuz?
Ben söyleyim.
Öncelikle bugüne kadar ki uygulamaların da gösterdiği gibi çok daha ahlaklı falan olmayacağımız kesin görülüyor…
Hem bir düşünün…
Sizce heykele put deyip de Atatürk heykellerini kırmaya çalışanlardan heykel gibi bir sanat dalını geliştirmesi beklenebilir mi?
Ya “Kadın eli tutmak ateş tutmaktan daha tehlikeli” diyen bir anlayıştan…
Annesinden tahrik olan bir kafadan…
Sinemanın…
Tiyatronun, operanın…
Balenin…
Hatta bırakın onu…
Kadın sesinden bile tahrik olan birinden müziği geliştirmesini beklemek mümkün mü?
Elbette değil…
Ya bilim…
Bilim gelişir mi?
Sahi Hazerfen Ahmet Çelebi’nin öldürülmesinin koşullarının
Hala varlığını sürdürmediğini mi düşünüyorsunuz?
Matbaa neden kaç yüzyıl giremedi sanıyorsunuz bu ülkeye?
Peki, tüm bunlar olur da…
Ülke sanayileşebilir mi ya da tarımını geliştirebilir mi?
İsterseniz söyle söyleyelim
Son 100 yılda 57 tane İslam ülkesi içinde neden sadece Türkiye
İslam ülkeleri içinde en demokratik…
Önemli ölçüde sanayileşmiş…
Tarımda etrafına örnek olabilecek…
Kendi kendine yetebilen bir ülke oldu sanıyorsunuz…
Sahi neden?
İşte bunu anlayabilmek için önce Türkiye’nin İslam ülkeleri içinde laikliği benimsemiş tek ulus devlet ve…
Aynı zamanda bu özelliğiyle tüm sömürge ve yarı sömürge ülkelere emperyalizme rağmen bunun başarılabileceği konusunda model olduğunu da bilmemiz gerekiyor…
Ancak bunun böyle devam etmeyeceği açıktı…
Çünkü Türkiye bugüne kadar oluşturduğu sanayisi ve kendi kendine yeterli olan tarımıyla tüm dünyayı kendi pazarı yapmaya çalışan küresel ekonominin önünde ciddi bir engel oluşturuyordu…
İşte bunun için, tüm sanayinin tasfiye edilip, tarımda da batının açık pazarı olup eti, samanı bile dışarıdan alır hale gelinmesi gerekiyordu…
Ama biliyorlardı ki bunu az da olsa milli yanları bulunan iktidarlarla asla yapamazlardı…
Çünkü o dönemin partilerinin savunduğu milliyetçilik tüm bunların yapılmasının önünde ciddi bir engel oluşturuyordu…
Bu nedenle her türlü milli değerden yoksun bir anlamda küreselleşmeci siyasi İslamcı bir partiyi iktidara getirdiler ki…
Tüm istedikleri hiçbir engelle karşılaşmadan yapılabilsin…
İşte yeni Osmanlıcılık dedikleri de Türkiye’nin üretmeyip emperyalizmin pazarı olmasının öteki adıdır…
Bilmem anlatabildim mi?
|