Müslüman olduğunu söyleyerek Müslümanların kafasını kesen dinci bir terör örgütü, dünyanın gündemine lök devesi gibi oturuverdi.
Doğu komşumuz, kuzey komşumuz neredeyse kalmadı.
“Komşularla sıfır sorun” derken, radikal dinci bir terör örgütü komşumuz olmak üzere.
Ancak biz hala derin uykulardayız.
Ellerinde tutsak olarak tuttukları konsolosumuz ve konsolosluk personelini, 101 gün sonra serbest bıraktılar.
Devlet büyüklerimizden kimi “operasyon” dedi kimi “görüşme” dedi.
En açıklayıcı ve en iç rahatlatıcı(!) açıklamayı muhterem cumhurbaşkanı yaptı;
“Maddi pazarlık kesinlikle ve katiyen söz konusu değil. Siyasi ve diplomatik bir pazarlık kesinlikle söz konusudur…”
Maddi pazarlık yapılmadığı ancak “diplomatik ve siyasi pazarlık” yapıldığı söylenen taraf kimdir?
IŞİD terör örgütü.
Yani en yetkili ağızdan, terör örgütü ile diplomatik ve siyasi bir pazarlık yapıldığı açıklanmış oluyor.
Bu arada bir de esnek söylemi var bu yetkili ağzın; “Takas oldu veya olmadı, neticede 49 vatandaşımız geldi…”
Kafa kesen bir terör örgütü, elinde tutsak olanları karşılıksız vermez.
Şimdi sırada ne var diye sormaya gerek var mı?
IŞİD terörü ile mücadele için kurulan koalisyona, bu 49 tutsak için imza atmamıştık.
Esas konu şimdi başlamıyor mu?
Suriye’nin kuzeyinde, sınırımıza yakın köylerde oturan yoksul Kürtleri kıra kıra geliyorlar.
Şanlıurfa’nın Suruç İlçesi karşısında IŞİD bayrağı dalgalanıyor.
Bu güya İslami terör örgütünden kaçıp Türkiye’ye sığınanlar, başbakan yardımcısına göre dün 130 bini aştı.
Bugün sayı 200 bini aşmıştır.
Cumhurbaşkanı Amerika’da görüşmelerde.
IŞİD’e karşı kurulan koalisyon gündeme gelirse ve bu koalisyona destek vermekten yine geri durursa ne derler adama?
Hani bir Türk dünyaya bedeldi.
Allah korusun yarın cennet ülkemde bir kalkışma başlarsa, diplomatik ve siyasi pazarlıkları kimle, kimlerle yapmamız gerekecek?
Bunu düşünmek bile istemiyorum ama Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) nin neresinde olduğumuzu düşünüyorum.
Hani bu projenin eş başkanlarından biriyiz ya!...
|