11 Eylül günü yayımlanan bizim Telgraf Gazetesi’nin, manşetten verdiği bir haber vardı.
Bu manşet haberin başlığı aynen şöyleydi;
“Otoparksız Kent.”
Aslında bu otopark sorunu yeni bir konu değil.
Yıllardır süren ve başlı başına çeşitli sorunlar yaşatan bir konu.
Gaziantep’in, sığınmacı ve deprem nedeniyle komşu illerden göç almasını, dolayısıyla araç sayasının artmış olmasını bahane gibi göstermenin yararı yoktur.
650 bine yaklaşan araç sayısıyla, Gaziantep otopark sorunu yaşamaya başladı diyemeyiz.
Çünkü bu otopark sorunu sığınmacılar ve depremzedeler gelmeden önceleri de vardı.
Otopark sorunu yıllardır sürüyormuş, ne gam.
Gastroantep durumu ile övünülen Gaziantep’te, bir nohut dürümü birde ayran 40 – 50 liraya çıkmış.
Otopark olmasa da olur(!) diye mi düşünülüyor acaba diye düşünüyorum.
Aslında önemli olan benim ne düşündüğüm değil.
Gastroantep girişiminin gururla öncüsü olan, Gaziantep Anakent Belediye Başkanı Fatma Şahin’in bu konuda ne düşündüğü.
Bizim yerel gazetelerimizin bazıları, Fatma Hanım’ı neredeyse İstanbul Anakent Belediyesi koltuğuna oturtacaklar.
Ha, Gaziantep’e çekidüzen verdiği gibi İstanbul’a da bir çekidüzen vermesine seviniriz, mutlu oluruz, gurur duyarız.
X
Gaziantep’in yaşanan bu otopark sorununa mutlaka bir çözüm bulunmalıdır.
Hem de hiç zaman geçirmeden.
“Orta vadede” bu soruna da bir çözüm bulunacağına inanıyorum ancak bu orta vadenin ne olduğunu bir türlü anlayamadığımı da belirtmek isterim.
Çünkü bu orta vade söylemi, son zamanda çok sık kullanılır oldu.
Bir de anlayabilsem…
|