Filistin (Hamas) ile İsrail arasında yaşananlar, terörle mücadele olayı değildir.
Savaş hiç değildir.
Dünyanın gözü önünde yaşananlar, açıkça bir katliamdır.
Savaşta siviller vurulmaz.
Çocuklar öldürülmez.
Sivil yerleşim yerleri bombalanmaz.
Hastaneler, sağlık ocakları, ambulanslar vurulmaz.
Netenyahu, Filistinlilere “Gazzeyi boşaltın” diyor.
Gazze açıklarına demirleyen Amerikan savaş gemilerine, İngiltere de savaş gemileri göndererek, Netenyahu’nun arkasında olduklarını açıkladılar.
Yani uygar geçinen egemen emperyalist egemen güçlerin tümü İsrail’in yanında.
Bu kadar gücü arkasında gören İsrail, Lübnan’ı da vurmaya başladı. Önce de Suriye’nin başkenti Şam ve Halep havaalanlarını bombaladı.
Desteklerle elini rahatlatan Netenyahu, yarın Ürdün’ü de vurabilir.
Ardından kendi ülkesindeki muhalif yurttaşlarını bile vurabilir.
Mossad gibi güçlü bir istihbarat birimi olan İsrail’in, Hamas saldırısından nasıl haberi olamaz.
Netenyahu, işine geldiği için acaba “görmeyin” mi dedi?
Savaş diyemediğim bu katliamda, iki tarafta da ne oluyorsa sivillere, özellikle yaşlılara ve çocuklara oluyor.
X
Cumhuriyeti içine sindiremeyen yobazlar, Mehmetçiğin Hamas’a yardıma gitmesini istiyorlar.
Buyurun siz gidin deseniz, sizi dinsizlikle suçlarlar.
Netenyahu yarın, arkasına aldığını sandığı güçlere güvenerek, dünyaya bile meydan okuyabilir. Çünkü adam Büyük Ortadoğu Planının (BOP) piyonu.
Büyük Ortadoğu Planı ne?
Ortadoğu’nun haritasını yeniden çizme politikası.
Gazze’nin yüzölçümü, Gaziantep’in yüzölçümünden daha az.
Amerika’ya “ne işin var orada” diye soranlar, bir gün de “ne işin var Türkiye’de” diye sorabilse, yüreğimin yağı çözülecek.
İnsanları susuz, elektriksiz ve aç bırakıp vurmak hangi vicdanın işi?
Bizim haber kanallarında herkes uzman ve eline sopayı alan harita üzerinde bol bol ve boş boş ahkam keser oldu, İslam ülkelerinde tık yok.
Ayrıca Hamas’ın saldırısı, İsrail’in yayılmacı politikasına yaradı.
Ve katliam, tüm şiddetiyle hala sürüyor.
Son söz; Savaşın hukuku da ahlakı da acıması da olmaz.
Bu acımasız ve ahlaksız savaş 21. Çağda uygar geçinen dünya ülkelerinin gözleri önünde yaşanıyor.
Artık bu çağa UTANÇ ÇAĞI demekte haksız mıyım?...
|