Muhalefet partilerinin tümü, kendilerine oy veren seçmenleriyle alay ediyor gibi.
Buna, 101. Yılını kutlayan, Türkiye’nin en eski ve en köklü partisi, ana muhalefet partisi de dahil.
İktidar partisi ve ortakları, bazı muhalefet partilerinin üyelerine, yetkililerine yeşil ışık yakarak, iktidarı bırakmama uğruna aldatmacalarla oyalanırken, düne kadar Millet İttifakı diye bir oluşumla yola çıkan ve yarı yolda kalan muhalefet partileri, birbirlerinin üyelerine olta atmayı sürdürüyorlar.
Ülkede enflasyon tırmanıyormuş, her gün her şeye zam geliyormuş, emekliler 7.500 liralık maaşlarıyla yaşama savaşı veriyorlarmış, 6 Şubat deprem yıkımından sonra, deprem bölgesindeki sıkıntılar hala sürüyormuş, her gün şehitler geliyormuş, çarşı pazar yanıyormuş, üniversite öğrencilerinin barınma sorunu varmış, ilköğretim çağındaki çocukların devlet okulu, özel okul, dershane, kırtasiye malzemeleri, öğrenci servisi ücretleri uçmuş, cennet ülkemizde doğa talan ediliyormuş,
Sıralamayı uzatırsak, bu sütunun yetmeyeceği daha birçok sıkıntılı durumlar yaşanmıyormuş gibi, tüm partiler 2024 Mart ayında yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş durumdalar.
Necip halkımızın bunlara, “neler oluyor? siz ne yapıyorsunuz?” diye sorma hakları sanki ellerinde alınmış gibi.
Üstelik ellerinden alınmamış olsa bile, sormaya, sorgulamaya gücü ve mecali kalmamış.
Yaşama savaşı vermekten bunları düşünmeye, dillendirmeye fırsat bulamıyor olsa gerek.
Fırsat bulsa ne olabilir ki?
Particilik bu mudur?
İktidar olmak böyle bir şey midir?
Muhalefet böyle mi yapılmalıdır?
Valla benim aklım bazı konulara basmadığı için, particiliğin, iktidarın, muhalefetin böyle olmaması gerektiğini düşünüyorum.
Ve bana da böyle abuk sabuk şeyleri düşünmek düşüyor galiba diye düşünüyorum.
Evet, sevgili okurlarım, siz ne düşünüyorsunuz diye sorsam, ayıp olmaz değil mi?
Yine de sormamış olayım.
Çünkü en iyisi, herkesin gözleri önünde gelişenleri, yaşananları sormamak galiba.
Unutun gitsin…
|