Arabulucu olmak güzel bir davranış biçimi ve resmi bir kimlik değil.
Bundan böyle arabuluculuğu resmi bir kimliği olarak göreceğiz.
İktidar, bazı konularla baş edemeyeceğini anladığından olsa gerek, arabuluculuk diye bir iş kolu oluşturuyor.
Kiracı ile ev ya da işyeri sahibi arasında yaşanan anlaşmazlıklar, arabuluculara havale edildi.
Yalnız bu değil, boşanmak isteyenler de ilkin arabuluculara başvuracak.
Kiracı da ev veya işyeri sahibi de kiradan dolayı anlaşmazlıkları için birbirlerini mahkemeye veremeyecekler.
Mahkemeye başvurduklarında arabulucuya yönlendirilecekler.
Konuyu arabulucu çözemezse, o zaman mahkemeye verebilecekler.
Eşlerin boşanmalarında da ayni yol izlenecek, boşanmak isteyenler arabulucuya gitmeden önce mahkemeye başvuramayacaklar.
Yani yetkili birileri işin kolayını buldu.
Bize dokunmayan yılan bin yaşasın politikası uygulanma havasında.
Peki, bu konularda arabulucu bedavadan mı arabuluculuk yapacak?
Hayır.
Hangi taraf haksız çıkarsa, arabulucunun ücretini de o taraf ödeyecek.
Bu arabulucuların kimler olacağına gelince;
İşte o belli değil.
Yarın, arabuluculuk diye bir işkolu gelişecek, arabuluculuk ofisleri açılarak istihdam bile sağlanabilir.
Kötü mü olur?
Hayır, iyi bile olabilir.
Adalet sarayları ferahlar, savcılar, yargıçlar rahat soluk almaya başlamazlar mı?
Bir de üst üste yığılan icra dosyaları arabuluculara devredilirse, o zaman iktidar, enflasyonla savaş alanı bulur ve kısa zamanda enflasyon tek haneli rakama düşer.
Aslında enflasyonu da bu arabuluculara havale etmenin tam zamanı değil mi?
Yıllardır başa çıkamadılar da.
Bu arabuluculuk sektörü için birkaç bölgede, birkaç genel müdürlük kurulur.
Her genel müdürlüğün başına bir de genel müdür atanır.
Örneğin bu genel müdürlüklerden birinin başına Esra Erol, başka birinin başına Didem Yılmaz, başka birinin başına Müge Anlı, başka birinin başına da Esra Ezmeci atanmalıdır.
Bunlar atanmalıdır ki işin ciddiyeti anlaşılsın.
Çünkü bu hanımların çözemediği konu yok.
Galiba en doğrusu da bu olması gerek.
O zaman iktidar, emekliyi de, memuru da, işçiyi de düşünmeye başlar ve sorunlarına çözüm arayacak zamanı bulmuş olur.
Haksız mıyım?
Aslında ben bu konuyu yazmayayım da televizyonların ihbar hattına bildireyim diye düşündüm, ilgileneceklerini pek sanmadığımdan vazgeçtim.
Okurlarımla paylaşmak istedim…
|