Hükümet içinde 16 sandalyede değişiklik yapıldı.
Yeni adlar bakan oldu.
Bazı bakanlara yol verildi.
Bazı bakanların bakanlık koltukları değiştirildi.
Bu tür işler her hükümet döneminde olacak işler.
Ancak parti aynı parti, yani iktidar AKP iktidarı.
Yine yani yönetim anlayışında herhangi bir değişiklik yok…
Benim yaygın basınımın saygın temsilcileri gazeteleriyle, televizyonlarıyla devir teslim törenlerine kilitlendiler.
“Başbakan, yeni takım arkadaşlarıyla sahaya çıktı.”
“Eeee canım, yerel seçimlerden sonra bu değişiklik de gerekliydi.”
“Bakanlar yeni koltuklarına otururken heyecanlıydılar.”
“Manisa’da seçimi kaybettiği halde, Manisa Milletvekilini kabineye yardımcısı olarak alması çok manidar.”
“Bakanlar kuruluna 2 bakan geç katıldı.”
“Devir teslim törenlerinde hem hüzün hem heyecan vardı.”
“Halef – selefler, kameralara, birbirlerine çiçekler vererek gülümsediler.”
“Nimet Çubukçu, ilk kadın Milli Eğitim Bakanı olarak göreve başlamanın heyecanı içindeydi.”
“Yeni kabinenin milletvekili olmayan yeni bakanı, yemin ederken heyecanlıydı.”
Çiçekler, çiçekler, çiçekler…
Sevinçler, sevinçler, sevinçler…
Hüzünler, hüzünler, hüzünler…
Bu haberlerin ardından, ekran bülbülleri televizyonlara çıkarak, Başbakan’ın kabinede yaptığı değişikliği değerlendirme yarışına girdiler.
Hani “akil” adamlar ya!
Kimi, Başbakan’ın milli görüş gömleğini yeniden giydiğinden dem vurdu.
Kimi, “çok ama çok isabetli bir değişim” dedi.
Kimi, kabine değişikliği yaparken başbakanın aklından bile geçirmediği konular üretti.
Bu hayhuy içinde bir akil adam çıkıp, “yahu siz ne yapıyorsunuz? Parti aynı parti, anlayış daha da derinleşip aynı anlayış olarak sürecek. Bunca ahkam kesmenin ne alemi var?” diye sormadı.
Varsa yoksa devir teslim törenleri…
Varsa yoksa MKYK daki değişiklik…
Varsa yoksa…
Daha bir de basın özgürlüğü konusunda 101. sıradaymışız.
Pöh!...
|