Benim cennet ülkemde savaş mı var?
İsyan mı var?
Her gün ölüm…
Her gün ölümler, öldürmeler.
Buyurun Mardin’e…
Irak işgalinin ilk gününde, ilk haftasında bu kadar adam ölmedi.
44 kişi, 3 de anne karnında, 47 kişi.
İnsan bu kadar ucuz mu?
İç İşleri Bakanı, “kesinlikle terör olayı değildir…”
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi, “ölenler şehit hükmündedir.”
Haberler, “köye giriş çıkış yasaklandı.”
Haberler, “gözaltındaki zanlılar da aynı soyadı taşıyor.”
Parti liderleri, “nefretle kınıyoruz.”
Haberler, “ölen 44 kişiden 3 kadının da hamile olduğu anlaşıldı. Böylece ölü sayısı 47 ye yükseldi.”
Haberler, “Mehmet bir gecede hem yetim hem öksüz kaldı.”
Haberler, “Cumhuriyet tarihinin en kanlı katliamı.”
6 çocuk, 17 kadın, 21 erkek, anne karnında ölen, henüz dünyanın pisliğini görememiş 3 bebek…
Mardin’in Bilge Köyü.
300 nüfuslu.
44 ü ayakta, 3 ü anne karnında 47 kişi vahşice öldürüldüler.
Sevgi ile Habip’in nişan törenleri.
Kadınların kınalı ellerine, erkeklerin kınalı kuş parmaklarına kan bulaştı.
Her haberci, meşrebine uygun biçimde senaryo üretti.
Her politikacı vahşi olayı kınadı.
Olay yerine giden bakanlara da ölenlerin “toplam” sayısını açıklamak ve kalmışsa yakınlarına başsağlığı dilemek düştü.
Düğünlerde otomatik silahlarla havaya ateş eden koruculara, devletin mermisini boşa harcamak suçundan davalar açılmış.
Düğün kalabalığında, pervasızca silah atmaktan değil…
xxx
Bu köyde, bu yörede yaşayan, katliamdan geriye kalan insanları kazanmak istiyorsak, o yöreye hemen bir psikiyatri kliniği açılmalıdır.
Yapamadık diyelim, en azından bir rehabilitasyon merkezi açılmalıdır.
Başbakanına, uçakları varken, 50 – 60 milyon dolar harcayıp yeni bir uçak daha alan ülkenin insanlarının gücü, o yöreye böyle bir sağlık merkezi açamaya yetmez mi?
Gözlerinin önünde öldürülen babalarını, annelerini kardeşlerini, eşlerini yavrularını, yakınlarını, iş makinelerinin açtığı mezarlara gömenler, açılacak bu sağlık merkezinde gözlem altına alınıp, yaşama yeniden sarılmaları sağlanmalıdır.
Ve hiç zaman yitirilmeden bu işe hemen el atılmalıdır.
Ben en çok da yargının bu konuda nasıl işleyeceğini merak ediyorum…
|