Bir 10 Kasım’da daha Atatürk’ü andık.
Milletçe kentlerimizin meydanlarını…
Anıtkabir’i doldurduk ama yobazlar da hemen her yıl olduğu gibi Atatürk’ü karalamak adına ellerinden geleni artlarına koymadılar…
İsterseniz gericilerin saldırılarına geçmeden önce…
Biraz Cumhuriyet öncesi koşullara bakalım…
Daha doğrusu Kurtuluş Savaşı’nın öncesine…
Burada inanın hiç kimseye atıfta bulunmuyorum…
Yani kastettiğim hiç kimse yok.
İşte o tarihlerde dönemin emperyalist devletlerince Osmanlının parçalanması öngörülüyor…
Osmanlı her ne kadar bu ülkelerle görüşmeler yaparak kendini kurtarmaya çalışmışsa da sonuç alınamayınca Almanya ile işbirliği yapmak dışında bir seçenek kalmıyor…
Her ne kadar doğrudan savaşa girmemiş olsak da, Almanya’nın yenilmesiyle yenilmiş sayıldığımızdan…
Önce Mondros…
Ardından da Sevr Anlaşması’yla memleketin parçalanmasına karar veriliyor.
Ve o yıllarda ekonomi korkunç bir borç batağı içinde…
Sanayi devriminin de çok uzağında kalındığından olsa gerek…
Üretim…
Sanayi falan da söz konusu değil…
Hatta öyle ki…
Alacaklı ülkeler ülkemizde kendi maliyelerini oluşturup doğrudan vergilere bile el koyabiliyorlar.
Bir anlamda IMF’nin yaptığı gibi…
İşte o günlerde bunlar yaşanmışken…
Gericilerin her fırsatta Atatürk’ü hedef alıp, dönemin padişahlarına övgüler düzdüklerini görünce…
Herkes de sanıyor ki o yıllarda Osmanlı devletini yönetenler…
Lüksten…
Rahattan…
Sefadan…
Saraydan vazgeçip…
Halkın başına geçerek Kurtuluş Savaşı vermiş…
Böyle bir şey yok!
Memleket işgal altındayken bile saraylarda ki tüm eğlenceler aynı hızda devam ediyor…
İşte yöneticilerden umudun tamamen kesildiği o günlerde, Mustafa Kemal ve arkadaşları Samsun’a çıkarak…
Tüm yurtta Kurtuluş mücadelesinin kıvılcımınıateşlemeyi başarıyorlar…
Arkası geliyor…
Önce Amasya genelgesini yayınlıyorlar…
Ardından Erzurum ve Sivas…
Sonuçta Ankara’da kurulan Meclisle, Kurtuluş Savaşıdüşmanın denize dökülmesine kadar devam ediyor…
O yıllarda…
Hatta
Cumhuriyetin kurulmasından sonra bile…
Emperyalizmin desteklediği gericiler 30 civarında ayaklanmayla Kurtuluş Savaşını ve Cumhuriyeti boğmaya çalışıyorlar…
Ama yeniliyorlar.
Bu gün de yine gericiler, emperyalistlerle aynı dili kullanarak Atatürk’e…
Türk ordusuna…
Milli kimliğe…
İstiklal marşına…
Dilimiz Türkçeye…
Kısacası Ulus devlete saldırıyorlar…
Gericilerle emperyalistlerin hemen her fırsatta aynı konuda buluşmaları
Ne dersiniz, tesadüf mü?
|