Barış süreci.
Çözüm süreci.
Alevi açılımı.
Roman açılımı.
Çalıştaylar, çalıştaylar, çalıştaylar.
Komisyonlar, komisyonlar, komisyonlar.
Ne zamandan beri?
Yaklaşık on yıldır…
Bir arpa boyu ilerledik mi?
Sıkışınca, Taksim, Topçu kışlası.
Sıkışınca Dersim.
Gündem üstüne gündem.
Hak, hukuk, yargı Allah’a emanet.
Muhterem İç İşleri Bakanı açık açık “bu anayasal sistemi değiştireceğiz” demedi mi?
Dedi.
Eğe’de zeytin ağaçlarını katledip, termik santrale alan açmak ayrı bir gündem.
Böyle de gündem mi olurmuş?
Kapatın gitsin.
17 – 25 Aralıklar gündeme bile gelmesin.
Kapatın gitsin.
Ses kayıtları “montaj, dublaj” değilmiş.
Eee, “kamuflaj” yok mu?
Kapatın gitsin.
Ülkede o kadar tıp fakültesi ve bu fakültelerden mezun olan o kadar doktor var.
Yetmemiş.
Yabancı doktor ithaliyle gündemi kaşı, değiştir.
Hele Amerika’yı Kolomb’dan önce Müslüman denizcilerin keşfetmesi, gündemin üstüne tüy dikti.
Hem de dünya gündeminin…
Ve dünyada Türk devlet adamı imajını düşünün…
Bedelli askerlik konusu da ayrı bir tırro.
Bakan ayrı konuşuyor, başbakan ayrı konuşuyor, Cumbaba ayrı konuşuyor.
En çok merak ettiğime gelince; AKP içinde aklı başında bildiğim parlamenterlerin, patlama noktasına ne zaman geleceği.
Çözüm çözüm, süreç süreç, akil akil yuvarlanıp gidiyoruz işte…
|