Mühim bir vakıa;
Şura – i maarif – i milliye, şehr – i Antalya’da cem olarak, türlü çeşitli müşavereler icra eylediler.
Maarif nazırı orada, güya muallim sendikaları orada.
Netice – i kelam; Osmanlıcanın mecburi ders olarak tedrisata duhul eylemesi, ekseriyetle kabule şayan görüldü.
Şura - i Maarif –i Milliye şehr- i Antalya’da tadat halindeyken, Ermenek’te madende vefat eyleyen madenciler için meyit namazı eda ediliyordu.
Müslüman denizcilerin Kolomb’dan önce çıktığı iddia olunan Amerika’da ise bir sema aracı, Mars’a müteveccihen semaya fırlatılıyordu.
Şehr – i Antalya’daki tadatın ikinci günü ise, turizm mekteplerinde müskirat servisi dersleri mülga edildi.
Yani “Tutii mucize guyem, ne desem laf değil…”
Yani “tiryelelel, lel lel le leeel, canım yelelel…”
Yani “Minareden at beni, in aşağı tutu beni…”
X
Yukarda benim bile anlamakta ve yazmakta güçlük çektiğim sözcüklere hazır olmalısınız.
Hazır olmalısınız ki, “mütefekkir”(!) bir eğitimcinin dediği gibi, ceddimizin mezar taşlarını okuyabilelim.
“İtibardan tasarruf” etmiyoruz hamdolsun…
Nerelerden kalkıp nerelere gelmişiz ve bizi nerelere götürmek istiyorlar?
Tamam, nerelere sürüklendiğimizi bizler pek anlayamıyoruz belki ancak yüce mecliste arz – ı endam eyleyen sosyal demokrat anamuhalafet partisi CHP ile milliyetçi muhafazakar parti MHP de mi anlayamıyor?
Çünkü şura başladığından beri bu konuda ses verene pek rastlayamadım.
Hani genel seçimler yakın ya.
Osmanlı hayranlarından oy alabileceklerin sanarak ses etmiyorlarsa, boşuna.
Çünkü onların bu partilere oy vereceğini sanmak safdillik olur.
Gündem değiştirmek ne kadar kolay değil mi.
Ülkede sanki hiçbir sorun kalmamış, memleket güllük gülistanlık, işsizlik sıfır, aç olan, açıkta olan kimse yok, ülkenin doğusunda, güneydoğusunda asayiş berkemal, bu rahat ortamda büyüklerimiz, hadi gelin eğitime de bir çekidüzen verelim diye düşünmüşlerdir.
Muhalefet partileri de “du bakali n’olcek?” moduna girmiş, seçime hazırlanıyorlardır diye düşünüyorum…
|