Böyle yazdığım için sakın ola ki bunu; okullarda bilime, sanata, sosyal konulara ağırlık verileceği…
Öğrencilerin sadece bir üst okula hazırlanma anlamında değil, aynı zamanda bilim adamı…
Tiyatrocu.
Ressam.
Şair.
Heykeltıraş.
Yazar.
Sporcu olabilmesinin önünün de açılacağı…
Diğer ülkelerle yapılan bilimsel ve sosyal konularla ilgili yarışmalarda da üst sıralara tırmanılması için gereken çalışmaların yapılması anlamında asla anlamayın…
Böyle bir şey yok.
Aslına bakarsanız bazı filmlerde replik olarak bile kullanılan “Eğitim şart” sözü gerçekte çok şey ifade etmiyor…
Hani sıklıkla “Herşeyin başı eğitim” falan diyoruz ya, aslında bu da doğru değil…
Neden mi?
Şunun için
İşin doğrusu her şeyin başı ekonomi…
Yani…
Ekonominiz nasılsa…
Hedefleriniz hangi yöndeyse…
Ulaşmak istediğiniz yer nereyse…
Eğitimi de bunun dışında düşünebilmek çok mümkün olmuyor…
İsterseniz konuya şöyle bir açıklık getirelim…
Eğer siz bir ulus devletseniz…
Hedeflerinizin en başında hemen her alanda bağımsızlık yer alacaktır ki…
Bunun içine elbette…
Ekonomi.
Bilim.
Sanayi.
Tarım.
Teknoloji de dahil olmak üzere hemen her alanda yarışmak ta girmektedir…
Böyle olunca ister istemez Cumhuriyetin ilk yıllarındaki gibi, okuyan, soran, sorgulayan, tartışan öğrenciler yetiştirmek zorundasınız ki…
Başka türlü ülkenizin geleceğini oluşturamadığınız gibi bağımsızlığınızın gelecekte de korunması anlamında başka bir yolunuz da bulunmamaktadır…
Yok, böyle değil de…
Siz ülke kaynaklarınızı har vurup harman savuruyorsanız…
Üretim, sanayi, tarımı geliştirmek gibi kavramların yanından bile geçmeyip, ülkenizi küresel sermayenin açık pazarı yapmakla…
Daha doğrusu…
Ülkenizi onlara “pazarlamakla” mükellefseniz…
Ülke kaynaklarını her isteyene peşkeş çekip…
Toprakları babanızın arsası gibi satmakta bir an bile tereddüt etmiyorsanız…
Az öncekinin tam tersi…
Yani…
Sorup, sorgulamayan, tartışmayan…
Üstelik var olanı kolaylıkla kabullenen…
Çok kolay itaat edilmesini sağlayan bir eğitim sistemi getirmek zorundasınız…
Haliyle bunu yapabilmenin de bir tane yolu bulunuyor…
Eğitimi dini yapıp, topluma da bunu dayattığınız zaman, ne soran olacaktır yaptıklarınızı…
Ne de herhangi bir yanlışınızı sorgulayan…
Açıkçası muhalefet bile olamayacaktır…
Kısacası memlekete dinin dayatılmasının asıl nedeni…
Sorgulanmayan, hesap sorulmayan, itaat edilen bir yönetim oluşturmak…
Bilmem anlatabildim mi?
|